Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Kitap biraz yavaş ilerliyor ancak şunu söyleyebilirim ki, Charlotte Betts'in betimlemeleri gerçekten çok iyi. Okurken kendinizi karakterlerin yanında gibi hissedebilirsiniz.
Eczacının Kızı çok severek okuduğum bir kitap oldu, onca acılara, salgın hastalıklara, yangınlara rağmen yine de masalsı bir tat bırakıyor okuyan kişi de. Yazarın anlatımı çok akıcıydı akıp gitti roman. Hızlı kitap okuyamadığımdan yakındığım şu zamanlara ilaç gibi geldi.
Eczacılığı en az babası kadar iyi bilen ancak kadın olduğu için bunu meslek olarak edinemeyen Susannah'ın hayatında biraz üzülecek, biraz sinirleneceksiniz. Sevineceksiniz de tabii ama biraz sabırlı olmak gerek.
Roman, dönemin Ingiltere'sini de iyi bir şekilde ele alıyor, betimlemeleri çok başarılı olduğu için o zamanları yapıyormuş izlenimi bırakıyor zihninde.
Edebiyat ve dönem tarihi sentezi okumak isterseniz kesinlikle tavsiye ederim.
Çok beğendiğim ve etkilendiğim bir kitap oldu Eczacının Kızı. 3 kitaplık bir serinin ilk kitabı. 1600'lü yıllarda İngiltere'de geçiyor ve yazarın kalemi dönemin ağırlığını ve atmosferini çok başarılı bir şekilde hissettiriyor. Dönem kitaplarının bazen yarattığı yabancılık hissi bu kitapta kesinlikle yok. Yaşamadığınız bir çağı anlamaya çalışmaksızın hikayenin içine girebiliyorsunuz. Çeviri ve baskı kusursuz. Çevirmen Solina Silahlı çok temiz iş çıkarmış ve kitabın duygusunu tamamen korumuş.
Kitabın kapağından anlaşılacağı gibi babası eczacı olan Susannah adında genç bir kadın yükleniyor kitabın baş karakterini. Genç yaşta hayatını kaybeden annesinin ardından babasıyla arasındaki sevgi dolu ilişkinin dengesi eve gelen üvey anneyle beraber bozuluyor. Zaman zaman sinirleneceğiniz zaman zamansa yüreğinizi burkacak bir sürü olaya şahitlik ediyorsunuz. Veba salgınının etkileri kitabın geneline damgasını vururken Büyük Londra Yangını da yaşanılan zorluklara yenilerini ekliyor.
Kitap hakkında çok fazla yorum görmediğim için özellikle belirtmek istediğim bir sey var. Kesinlikle boş vakit öldürmek için okunacak ya da çerez diye adlandırılacak bir yapıt değil. Kesinlikle güzel bir edebi roman. Her yerde karşımıza çıkan klasik hikayelerden farklı örülmüş sağlam bir kurgusu var. Ben çok severek okudum, umarım sizin de yolunuz kesişir.
3 kitaplık serinin ikinci kitabını da geride bıraktım. İlk kitaba göre daha yavaş ilerleyen bir kitaptı. Daha durağandı. Belki de ofiste fırsat buldukça okumaya çalıştığım için kitaba tam odaklanamadım. Ama kitabın atmosferi kesinlikle sağlamdı. Şimdi kitap bittikten sonra düşününce okurken yarattığı etkiyi sevdiğimi farkediyorum ama açık söylemek gerekirse biraz sıkıldım ve ilk kitabı özledim. Yine de 3. kitabı okuma isteğimi halen koruyorum. Çünkü bir an önce okumak istediğim diğer kitaplar nedeniyle bu hikayenin hakkını tam verememiş de olabilirim.
İlk kitapta tanıştığımız yapayalnız Eczacının Kızı, ikinci kitapta kocaman ve sevgi dolu bir aileyle çıkıyor karşımıza. Bizim Ressamın Çırağı da kendisinin kızı zira. Ruhsal çöküntü yaşayan yani psikolojik rahatsızlıkları olan hastalara kucak açtıkları bir nevi rehabilitasyon merkezine çevirdikleri yer aynı zamanda evleri. İyi olmak ve huzur bulmak amacıyla buraya gelen misafirleriyse bir anda kocaman bir ailenin üyesi oluyorlar. Başarılı bir ressam olan misafirlerden biriyse ise ruhunu dinginleştiren şifayı çok yetenekli olan Beth'i yetiştirmekte buluyor. Bundan sonrası ise Beth'in yeteneklerinin gücünü ve tüm dünyası olarak kabul ettiği evinin dışındaki hayatı keşfetme serüveni olarak devam ediyor.
Ve tabi ki aşkı...
Dönem romanı olarak yazarın başarılı olduğunu düşünüyorum. Belki siz de denemek istersiniz...
Eczacının Kızı nın dili sade ve akıcı. 17.yy İngiltere'sinde geçiyor. Veba salgınları, çamurlu, pislik içindeki Avrupasında eczacılıkla uğraşan, tüm zorluklara rağmen yaşanan hayatları hüzünleriyle, aşklarıyla anlatılıyor. Sürükleyici nasıl ilerlediğinizi anlamıyorsunuz. İki edebiyat ödüllü harika bir kitap. Tarih de seviyorsanız bu kitap tam sizlik.
Yazarın ilknur okuduğum kitabı olsa kesinlikle çok beğenecektim emindim bundan. Eczacının Kızı'yla başlayıp Ressamın Çırağı ile devam edinceye kadar herşey çok güzeldi. İkisini de çok severek okudum. Devam niteliğinde olan Ressamın Çırağı etkilemişti. Beklentim büyüktü bu yüzden. Yazarın kendini tekrarladığını düşünüyorum maalesef. Bu da biraz sıkıcı oluyor. Nerdeyse ortalarından sonra sonu belliydi benim için. Diğerlerini okumadıysanız çok keyifli gelebilir, tavsiye ederim.
