Siz, şiir gibi kadınları sevdiniz.
Şiir gibi güzel,şiir kadar büyüleyici.
Biz, şiirler yazılsın istedik adımıza. Güzelliğimizden değil, yüreğimizden bahseden..
Siz, beyaz ellerimize,ince parmaklarımıza dokunmak istediniz , kalbimizden akan nehirler hiç değmeden teninize.
Biz, sevilmek istedik iki satır arasında.
Bir dizeyle kırdınız bütün heveslerimizi.
Siz, tavlamak için kullandınız bir kaç ucuz şiiri
Yana yakıla geceyarıları , bir dörtlüğün peşine düşüp ortak ettiniz suçunuza.
Biz sevdik şiiri her şeyden önce.
Terketmeyen vefalı bir sevgili gibi, saçlarından tuttuk uyakların.
Velhasıl bayım!
Siz şiir yazdınız,
hatta en güzel siz yazdınız.
Biz yine mısralarınızda tutuklu kaldık.
Belki siz de haklısınız.
Size öyle derin,öyle meftun bakmayacaktık..
İnan Durak Taş
13 -14 YAŞLARINDA Kİ BİR DELİKANLI SOKAKTA BİR CÜZDAN BULUR VE HEMEN KARAKOLA GÖTÜRÜR, İÇİNE DAHİ BAKMADAN VERİR. KARAKOLDAKİ KOMİSER CÜZDANIN İÇİNİ AÇAR Kİ CÜZDAN ŞEHRİN EN ZENGİNLERİNDEN BİRİNE AİİTTİR, HEMEN ADAMI ARARLAR CÜZDANI ALMASI İÇİN ÇAĞIRIRLAR, ADAM CÜZDANI ALMAK İÇİN GELİR AMA İÇERİYE BÖYLE HİDDETLE GİRER VE ÇOCUĞA DER Kİ, BÜTÜN
İki kız kardeşiz anneme sık sık soruyoruz...
“Anne siz daha önce nasıl yaşadınız?
Teknoloji yok
İnternet yok
Bilgisayar yok
TV de bir şey yok
Klima yok
Cep telefonu yok”...😅
Annem cevap veriyor
"Çok güzel yaşadık 😊sizin neslin bugün yaşadığı gibi değil, aslını yaşadık"
Biz, 1950-1980 arasında doğan insanlar Tanrının sevgili