İddiasızca hayatımıza giren ve büyük laflar etmeden uzun zaman orada kalmayı becerebilenler, zaman içinde kalbimizin ve ruhumuzun en manzaralı dairelerine yerleşiveriyordu demek.
İnsanlar başkasına acımayı severler biliyorsun. Herkes sever. Böylece kendi hayatımızın kıymetini anlamaktan, iyi ki ben de öyle değilim demekten memnuniyet duyarız. İnsanlar çok fazla mutlu hikaye ya da mutlu son görürse hayatlarından şikayet etmeye, daha fazlasını istemeye başlayabilir.
Kahramanın kimi durumlarda ölüme yürümesi, şerefli bir ölümü tercih etmesi seyirciyi memnun ediyor, evet. Ama öldüğü, acı çektiği için değil, kendisini özdeşleştirdiği kahraman gerektiğinde ölüme yürüyecek kadar yürekli olduğu için.
Kendi ölümünü düşünen hemen herkes, geride bırakacaklarının ne kadar üzüleceğini, ne zaman gözyaşı dökmekten vazgeçerek gideni tamamen unutup sanki hiç olmamış gibi yaşamaya devam edeceğini kurar kafasında.