MUHAFAZAKÂR SANAT TARTIŞMALARI
(Tarkovsky) "...Sanatçılar nasıl olur da mutlak yaratma özgürlüğünden söz ederler bir türlü anlayamam. Bence, durum tam tersi: Kendini yaratıcı eylemin içine atan herkes birden kendini görevlerine, sanatçı yazgısına sayısız iplerle bağlı bulur. Her şey ve herkes birtakım zorunlulukların eseridir. Bir insanın gerçekten tam bir özgürlük içinde yaşayabileceğine inanmak, derin su balığını karada gördüğüne inanmaktan farksızdr."
MUHAFAZAKÂR SANAT TARTIŞMALARI
Sanatçının "özgürlüğü", onun ilke ve "yaratış şartlarına" bağımlılığında yatar.
MUHAFAZAKÂR SANAT TARTIŞMALARI
Bugün kendine sanatçı diyen çoğu insanın yaptığı şey, kibirlerinin kışkırtmasının şehvetli bir teşhirinden başka bir şey değildir.
MUHAFAZAKÂR SANAT TARTIŞMALARI
İlkeyi, yasayı, "şeriatı", ahlâkı, bilgiyi, güzelliği, deneyimi, eylemi, marifeti, hakikati birbirinden ayırmaya çalışan modernitenin ve onun soysuz ve uçları keskinleştirilmiş nihilist bir versiyonu olan post-modernitenin anladığı olmamalıdır sanattan anlamamız gereken.
MUHAFAZAKÂR SANAT TARTIŞMALARI
Maddi lezzetleri veya güzellikleri özünde kötü, olumsuz veya şeytani gören bir bakış açısı kadar, bunları pornografik/müstehcen bir anlatının malzemeleri olarak gören ve sanatı bu tür bir anlatının aracı kılan yaklaşımlar da sorunludur.
Poetika, İdeoloji ve Ütopya
Foucault ideolojileri hakikatin karşısında durduğu ve onu engellediği için reddeder.
Poetika, İdeoloji ve Ütopya
Yükselen sınıflar bu arzularını devrimci bir ütopik söylem olarak ifade ederken, egemen sınıflar ise kendi egemenliklerini ideolojik bir söylemle topluma empoze eder ve onu mevcut durumlarında, yani muhafazakâr bir halde tutmak isterler.
ÇATI VE SIĞINAK
İçinde yaşadığımız hayat, sadece iri vantuzlarıyla bizi kendisine çeken bir simülasyon merkezinden ibaret.
EDEBİYAT ÖZGÜRLEŞTİRİR Mİ?
Siz hiçbir siyasal parti içerisinde o partinin uygulamalarına dönük bir eleştiri yapıldığını duydunuz mu?
EDEBİYAT VE İDEOLOJİ
Çoğumuzun dokunaklı ya da dramatik öykülerin anlatıcıları olarak görebileceğimiz Shakespeare veya Balzac'ın eserleri, Marx'ın en önemli başvuru metinleridir. Yine Tolstoy veya Dostoyevski için de rahatlıkla aynı şeyler söylenebilir.