Hayatımda okuduğum en ilginç eser olabilir.. Sıra dışı.
Yazar Sevim Burak'ın 1984 yılında yazdığı ama ölümünden sonra yayımlanan, oyun türündeki deneysel eseri. Deneysel demenin hafif kaçacağını söylemeliyim. Hâlâ şokundayım, bu nasıl bir üslup bu nasıl bir düşünce dünyası...
Bir Türk yazardan bu kadar farklı ve ilginç bir eser ortaya çıkmış olması gurur verici. Bu paylaşımı yaparken başka kitabını da okuyorum. Sanırım fazlasıyla beni içine çekti. Ne anladın diyor sorarsınız, boş boş bakarım herhalde.
Anlatılmaz, okunur..
Postmodernizm, Sevim Burak'ın yanında alt etmiş resmen. Deneysel olmanın yanı sıra kullandığı stillerle sinemada sanki bir Maya Deren filmi (diyaloglu olarak) izliyormuşum gibi hissettirdi. Bilinç akışı tekniğini öyle bir kullanmış ki bir anlığına nerede olduğumu unuttum. Çok ama çok ilginç bir yazar.. Yer yer sürrealist etki de yaşatıyor.
Eser oyun olarak basılmış. İki hikaye var biri Everest My Lord, diğeri İşte Baş İşte Gövde İşte Kanatlar..
Everest, roman olarak (ama piyes şeklinde) 3 perde de yazılmış. Diğer hikaye de direkt piyes.
Açıkçası yazarı anlatmaya cüret etmek Biraz çılgınca. Onu tarif ederken öykülerindeki gibi belirsizlik ve iç dünyasının o karmaşıklığı içinde boğulabilirim. O yüzden anlatmak yerine -ilginizi çekiyorsa- direkt tavsiye ederim.
Tekrardan belirteyim üslubu çok ilginç. Çizimler, görseller, kelimelerin farklı şekilde, farklı boyutta, ve farklı yerlerde oluşturuyor.