Güzel olan, karanlıktan arınmakla (katharsis), duyulur dünyadan geri çekilmekle belli olur.
Sayfa 18 - Okur KitaplığıKitabı okudu
"Öyleyse nefis, maddeden sıyrılmalı ve bütün dikkatini benliğinin derinlikleri üzerine yoğunlaştırmalıdır. Çünkü Allah, orada hazırdır."
Sayfa 29 - Okur KitaplığıKitabı okudu
Reklam
Allah'ın görsünler, anlasınlar, idrak etsinler diye yarattığı apaçık ayetlerine sırt dönen; her şeyi salt kendi içinde arayan insan, arınmak için yükselirken, sadece kendini yücelttiğinin farkına bile varamadı. Tarih boyunca yaşanan bunca acıyı, zulmü bile diğer insanlara müstahak görecek kadar kendine yabancılaştı.
Sayfa 36 - Okur KitaplığıKitabı okudu
Seyyid Hüseyin Nasr'a göre, İslam sanatının kökeni için dönülmesi gereken yer, İslamin batınî boyutu, tarikatınhva ettiği ve hakikatin aydınlattığı batındır.
İslam sanatının birey üstü özelliği, yalnızca bireysel ilham veya yaratıcılık tarafından var kılınmaz.
Eğer "vahiy" terimini Tanrı'nın yeryüzündeki doğrudan ve temel tezahürleriyle sınırlı tutma mecburiyeti olmasaydı, sanatın özü üzerine düşünürken kendimizi ikinci bir vahiyden söz etme iğvasına kaptırabilirdik .
Reklam
Kelimenin en önemli vazifesi, her türlü ilahî ilmin elde edildiği kaynak, vahiy ve ilhamın kaynağı olmasıdır
Kutsal sanatın doğduğu, beslendiği kaynak nefsin Allah ile aydınlandığı âna ait haldir.
Kutsallık Tanrının insanlara kendini açtığı, tecelli ettiği yerde doğar
Kutsal sanat; bir anlamda gaybı bilinebilir, idrak edilebilir, duyularla algılanabilir temsiller aracılığıyla maddi olanda somutlarken; ortaya çıktığı nesnesini de kutsallaştırır. Söz konusu kutsallaştırma 'kendi adına bir maneviyat' yarattığı için, Allah'a yönelmesi gereken ilgiyi, dikkati kendi üzerinde' toplar, tutar ve onda sabitleştirir. Sabitleşen bu ilgi zamanla maneviyat yaratan' odağın sınırları içine hapsolur. Hapis hali, Allah'a yönelmesi gereken ilgiyi üzerinde toplamak suretiyle insanlarda güvenli, tanıdık bir maneviyat aracı olarak sahte bir rahatlama yaratır.
Reklam
Yokluk aynadır, alem o aynadaki akis; insan da o aksin gözü gibidir. Ayna karşısındakiyse o göz içine gizlenmiştir. Sen aynadaki aksin gözüsün. Tanrı, bu gözle o göz bebeği olan nuru. Bu gözle kendi kendisini görür. Alem, insan olmuştur, insan da alem. ( ... ) Gören de odur, göz de o, görünen de o!"
İlginç
Yasin Suresi 13-17. ayetleri Kaşânîde şöyle tefsir edilmiştir: üç elçi bilinen beşer elçiler değildir, ayetler ruh, kalb ve aklı sembolize eder, şehir halkı da insanın bedenini sembolize eder.
Kemal ancak fena ile mümkün olacağı için onun altındaki her mertebe gözden düşer.
Bugünlerde postmodenı edebiyat artık insana da sırt dönmüş ve her şeyi 'metinselleştirmiştir ' Metinsel dünyada edebiyat tıpkı legolarla kurulan bir oyun gibi yapbozla eşitlenmiştir. Artık insana dair her şey; anlatmanın hazzı, keyfi uğruna parodileştirilerek zeka oyunundan ibaret bir hal almıştır.
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.