Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biberiye dalı; Mitolojide ve klasik edebiyatta aşk, sadakat ve ölüm sembolü bitki
Aklı ve muhakemeyi duygunun karşısında göklere çıkarırken, buna tür olarak tek bir istisna tanıyoruz, o da aşk ve sevgi. Bir insanın birine aşkını ilan ederken “Seni akıllıca, makul bir şekilde seviyorum,” dediği işitilmemiştir. İnsan çılgınca âşık olur (“Senin için deli oluyorum”), akıllıca değil. Bu, en azından şimdiye dek edebiyatta, şarkılarda, tiyatroda, operada ve mitolojide hep böyle olmuştur. Akla başA vurmak, ancak aşk olmadığında akla gelir. Akıl ve duygu ayrılmaz bir bütünün parçaları olduğu halde, ikisini birbirinden ayırmak suretiyle birinin (aklın) ötekine (duyguya) hükmetmesini sağladık. Böylece, bölüp yönetmemizi sağlayan totaliter ikilikler yarattık.
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
"Dünyada hepsine aşk adı verilen pek çok harika duygu karışımı vardır ve bunlar, edebiyatta da tiyatro oyunlarında da her şeyin mazereti sayılan yüce bir öfkeye kapılma hakkına sahip olduklarını iddia ederler."
Sayfa 352 - Yapı Kredi Yayınları / 4. BaskıKitabı okuyor
Lazzaro’daki: müzik bizi terkediyor sahnesi gibi
Aklı ve muhakemeyi duygunun karşısında göklere çıkarırken, buna tür olarak tek bir istisna tanıyoruz, o da aşk ve sevgi. Bir insanın birine aşkını ilan ederken “Seni akıllıca, makul bir şekilde seviyorum,” dediği işitilmemiştir. Đnsan çılgınca âşık olur (“Senin için deli oluyorum”), akıllıca değil. Bu, en azından şimdiye dek edebiyatta, şarkılarda, tiyatroda, operada ve mitolojide hep böyle olmuştur. Akla baş- vurmak, ancak aşk olmadığında akla gelir. Akıl ve duygu ayrılmaz bir bütünün parçaları olduğu halde, ikisini birbirinden ayırmak suretiyle birinin (akim) ötekine (duyguya) hükmetmesini sağladık. Böylece, bölüp yönetmemizi sağlayan totaliter ikilikler yarattık. Ama şimdi, bilgisayarlı çöpçatanlıklarla, bilgisayarların ayarladığı flört ve evliliklerle, aşkta da aklın duyguya karşı zaferi nihayet -bilgisayar aracılığıyla- sağlanmış bulunuyor. Kişiliğimiz, ilgi alanlarımız ve karakter yapımız üzerinde yürütülecek bilimsel araştırmalar sayesinde ideal eşimizi bulabiliriz artık. Tabiî, akıl ve muhakeme uzmanlarının (evlilik danışmanlarının, sosyal danışmanların ve psikolojik danışma kuramlarını bilen çağdaş papazların) da bu süreçte önemli katkıları var. Hangisinin iyi, hangisinin kötü bir beraberlik ya da evlilik olacağını bu uzmanlar bize söyleyebiliyor artık. Mutlak üstünlüğümüzü ilan edebiliriz. Çıkarlarımızı ve kişiliklerimizi korumak için artık gitgide daha akılcı bir şekilde “seviyoruz.” Ve akim zaferiyle birlikte aşka son veriyoruz.
I now understand why lovers in opera and literature face separation, why they commit suicide or die of pain. There is greatness and nobility in tragedy, however immortal; I want a quiet, private, very secret happiness, so as not to provoke the jealousy of the gods, who are always so vengeful. What nonsense I'm talking! These fantasies have no basis. Daniel treats me with the same kindness he treats Blanca, who might be his mother. Maybe I'm not his type. Or could he be gay? Opera ve edebiyatta aşıkların neden ayrılıkla karşı karşıya kaldığını, neden intihar ettiğini ya da acıdan öldüğünü şimdi anlıyorum. Ne kadar ölümsüz olursa olsun, trajedide büyüklük ve asalet vardır; Sessiz, özel, çok gizli bir mutluluk istiyorum ki, her zaman intikamcı olan tanrıların kıskançlığını kışkırtmayalım. Ne kadar saçma konuşuyorum! Bu fantezilerin temeli yoktur. Daniel bana annesi olabilecek Blanca'ya davrandığı nezaketle davranıyor. Belki onun tipi değilim. Yoksa eşcinsel olabilir mi?
Sayfa 214Kitabı okudu
Aşk hiçbir edebiyatta Şark'taki kadar karanlık, çileli ve dikenli değildir.
Sayfa 336Kitabı okudu
Reklam
Hiçbir devirde kayık zevki Abdülaziz'in saltanatından itibaren başlayan devirde olduğu kadar hususî bir zevk olmamıştı. Her biri yirmi, otuz altına giydirilen genç ve erkek güzeli kayıkçıların çektiği masal kuşu biçimli zarif piyadelerde şemsiye, yaşmak ve mücevher parıltısı içinde şehir, kadın güzelliği denen şeyi tadıyordu. Bu daha sonraki zamanlarda Hamdi Bey'in tablolarında Aşk-ı Memnu'nun bazı sahifelerine kadar izlerini resimde ve edebiyatta takip edebileceğimiz çok ince bir yaşama ve duyma tarzı idi. İşte tabiata ve beraber yaşamaya bu açılıştır ki sonunda zevk tarihimizin en dikkate değer icadı olan mehtap âlemlerinin doğmasını sağlar. Bütün bir âdâb ve teşrifatı bulunan ve her mehtap gecesi bir yalı tarafından yaptırılan bu âlemler maşerî bir opera, bir nevi ay ışığı ibadeti gibi bir şeydi ve şehir onunla, Venedik dojlarının denizle evlenme merasimi gibi kendi güzelliğini, yaşama tarzını, kendi sanatını, bütün hususiyetini aldığı denizle tebcil ediyordu. Hissî hayatımızda o kadar yeri olan ve bize bir yığın asil içlenmeyi telkin eden Boğaz burada en yüksek sanatlarımızdan biri olan musiki ile birleşiyordu.
Sayfa 203
Edebiyatta karşılıksız aşk meminin bazı başlıca örnekleri: Aşk Hikayesi Tosca Uğultulu Tepeler Don Kişot Güneş de Doğar Cyrano de Bergerac Rüzgâr Gibi Geçti Madam Butterfly Sefiller Romeo ve Juliet Great Gatsby
Çoğumuz ezbere biliriz Fuzûlî'nin o ünlü beytini; ve ünlü olmayı hak edecek kadar da güzeldir: Bende Mecnûn'dan fü'zûn âşıklık istidadı var Aşık-ı sâdık benim Mecnûn'un ancak adı var. Edebiyatta bu tür beyitler için "berceste (zekâ sıçraması ile söylenebilen seçkin, lâtif, ince anlamlı, kolayca hatıra gelen, velhasıl yapı ve anlam bakımından ustaca söylenmiş) beyit" denir. Ancak bu beytin berceste olmaktan öte bir de sehl-i mümtenî özelliği vardır. Yani ki, söylemesi kolaymış gibi görünür de söylemeye kalkınca bir türlü iki dize bir araya getirilemez. Sehl-i mümtenî söylemek, ancak duymak, hissetmek, yaşamak, belki yüreğini kanatmakla mümkündür. Şair kendisini lirizmin o kadar derinlerinde hisseder ki, söylediği şiirden öte bir ulvî ilham olup çıkar karşımıza. Yukarıdaki beyitte şair, yalın bir anlatım ile, "Bende Mec-nun'dan daha fazla âşıklık yeteneği var. Gerçek âşık benim; Mecnun'un ise adı çıkmış!" demektedir. Ancak bu anlam için seçtiği kelimelere bakıldığında şairin, derinlikli bir âşık, lirizmin sınırlarını zorlayan bir düşünce adamı olduğu görülür.
“ Zaten aşk da edebiyatta zevklerin ortaklığı kadar ,karşındakini başka rüyalara çekebilme becerisinden başka ne olabilirdi? “
Reklam
Edebiyatta gül kırmızı, kan kırmızı öyleyse aşk da kırmızıdır...
Zaten aşk da, edebiyatta zevklerin ortaklığı kadar, karşındakini başka rüyalara çekebilme becerisinden başka ne olabilirdi.
Bir an için, erkeklerin edebiyatta yalnızca kadınların âşıkları olarak temsil edildiklerini, asla diğer erkeklerle, askerlerle, düşünürlerle, hayalcilerle arkadaşlık etmediklerini varsayın ; Shakespeare oyunlarında onlara ne kadar az rol kalırdı; edebiyat nasıl da acı çekerdi! Belki Othello'nun çoğu, Anthony'nin büyük bölümü kalırdı geriye ama ne Sezar ne Brütüs ne Hamlet ne Lear ne de Jacques; edebiyat inanılmaz derecede yoksullaşırdı, tıpkı kadınların yüzüne kapatılan sayısız kapı nedeniyle yoksullaştığı gibi. İstekleri dışında evlendirilmişler, bir odaya, bir işe mahkûm edilmişler; bir oyun yazarı onları nasıl bütünsel, ilginç ya da gerçekçi bir şekilde aktarabilirdi ki? Aşk tek olası yorumcuydu.
Sayfa 96 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Kadınlarla erkeklerin, hormonları gereği durmadan çırpınmaları ve biyolojik üreme yasasının gereklerini yerine getirmek için birbirlerinin içini deşip durmaları çok saçma geliyor. Buna insanlık tarihi kadar eski gelgitlerin bir sonu ve anlamı yoktu ki, Cinsellik komik ve saçmaydı. Ama o değil, yemekte içmekte ve bunlara ait törenler, ideolojiler, politikada, sporda , basında, edebiyatta ,aşk da...Her şey ama her şey saçma sapandı.
Sayfa 44 - iyKitabı okudu
249 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.