YouTube kitap kanalımda Aslı Arslan'ı ve Sokak Nöbetçileri kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/-AXqTQjVFOk
Merhaba arkadaşlar… Evet. Bugün ben yine bir Wattpad kitabı okudum. Peki, bilin bakalım ne oldu? Bu kitap da bir erkekle bir kızın toksik aşkını anlatıyor. Aa, ne kadar şaşırtıcı değil mi?
İncelemeye başlamadan
Aşk, edebiyatta her zaman vardır; dönemlere ve akımlara bağlı olarak bazen az, bazen çok ele alınsa da aşk, edebiyatın en temel konusu olmuştur. Vaziyet böyle olunca aşk, Adem’e şiir de yazdırır, roman da yazdırır olmuş. La Rochefoucauld’un “Edebiyat olmasaydı aşk olmazdı.” Sözü ekseriya zihnimi meşgul etmiştir ve ben, onun bu düşüncesinin
YouTube kitap kanalımda Kardeşimin Hikayesi kitabını yorumladım: ytbe.one/NcpFIw6rQ9k
"Öyle bir kitap yazayım ki, okurlarım bu kitabı okuduktan sonra sadece akıcılık, sürükleyicilik ve sonunun aşırı şaşırtıcılığından bahsetsin." Zülfü Livaneli
Az sonra bütün gerçekleri öğreneceksiniz, yolda bütün gerçekleri anlatırım, felaket
3 puan verip yarım bıraktığım kitabın incelemesinde üzerinde duracağım konu haliyle kitabı neden beğenmediğim ve kitabın bende bıraktığı hisler ve izlenimler olacak. Öncelikle, kitabın yayınlanacağının ilk duyurulduğu anda beklentim epey yüksekti. O zamandan bugüne ise giderek düşmesine rağmen dikkate değer bir seviyede sabit kalmıştı. Bence Orhan
Bu inceleme yedi bölümden oluşuyor. Dilerseniz istediğiniz bölümü ya da bölümleri bağımsız olarak okuyabilirsiniz:
Bölümler:
1- Homeros kimdi?
2- İlyada destanı
3- Troya savaşının Öncesi
4- İlyada’nın özeti
5- Akhilleus
Erkeklerin kadınlara bıkıp usanmadan sorduğu bir soru vardır: "Bizler kadar iyi düşünme yeteneğiniz varsa, siz neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız??"
İşte bu saçma sapan seksist soruya en esaslı cevabı Virginia Woolf verir: "Yazmak yetenek olduğu kadar eğitim meselesidir ve Eğer bir kadın kurgu şeyler yazmak istiyorsa
YouTube kitap kanalımda Marcel Proust'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
youtube.com/watch?v=n5e0iz7...
Bu incelemeyi Marcel Proust ismini daha önce hiç duymamış olanlar ya da kitaplarını okumak isteyip de okumaya çekinenler için yazıyorum.
Diyeceğim ilk cümle '' Bu nasıl kırgınlık, bu nasıl aşk azizim. '' Benim kitapta ilk bakacağım şey De Profundis nedemek acaba oldu. De Profundis : Eski ahitte '' Keturim '' bölümünde geçen Latince '' Derinliklerinden'' anlamına gelir.
Wilde'ın oldukça çalkantılı bir hayatı olmuş. Bilindiği üzere Wilde'ın başını derde sokan hep rahat hayat yaşama
Empresyonizmin manzaradan kağıda dökülen en saf ve yalın hali, hayallerin içgüdüselliği, insanlara verilen imge, şehirlerin insanlara yüklediği dönüşüm, doğanın ihtişamı, suretin ruhta uyandırdığı mutlak etki, hayatın anlamı olan genç kızlar, Proust ve bu toplamın harmonisi olan kötülük çiçekleri.
1919 yılında Fransa’da Goncourt ödülünü
İlginç hem de çok ilginç ! Marquez’in ve Borges’İn ayak sesleri. Günümüzün edebiyat anlayışını özellikle bu çok satanların bu kadar sorumsuzca davranmasını hep yadırgamışımdır. Okurlarımız ne yazık ki bestseller furyasında, ergen aşk konuların, dini ve manevi duyguların tahribatında yazılmış kitaplar arasında hapsolmuş, ezilmiş, nefessiz kalmış
Hüseyin Nihal Atsız atandığı okulda bir öğretmen meslektaşına aşık olur
Hüseyin Nihal Atsız - Geri Gelen Mektup Şiirinin Hikayesi
Edebiyatımızın milliyetçi şairi Hüseyin Nihal Atsız, gençliğini mücadelesine adayarak geçirmiştir. Bu fikir adamı, politikaya olan düşkünlüğü sebebiyle gönül işlerine ayıracak vakit bulamamıştır. Onun yegane sevdası
Yine incelemeye önce yazarından başlamak doğru olacak.
Jane Austen, İngiliz bir yazar. İlk dönemlerde soylularla ilgili eleştiri tarzında roman yazan bir yazar idi. Daha sonraki dönemlerinde kadınların evlilikteki yeri, evlilikte bağlılık nedeni ile ilgili araştırmalar yapmıştır. Genel anlamda edebiyatta duygusal romanları eleştiren ve edebiyata reel
"Şiir, sözcüklerle güzel biçimler kurmak sanatıdır. Hangi sözcük, hangi sözcükle yan yana geldiğinde nasıl bir ışık ortaya çıkar? Bunu bilmek gerek."
-Cahit Sıtkı Tarancı
"Şiir duygulardan değil, sözcüklerden doğar." diyor Mallerme, "Şiir, kelimelerle yapılan bestedir." diyor Yahya Kemal. Cahit Külebi ise