_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir. _Vücudun merkezi de başta
Reklam
Evde eşini döven erkeklerin çoğu, sanılanın aksine dışarıda çok efendidir. Bu efendi görünüme biraz daha yakından bakıldığında, bu kişilerin öfkelerini, hatta istek ve gereksinimlerini uygun şekilde dile getiremedikleri, çoğu kez dışarıda haklarını savunamadıkları görülür. Tekrarlayıcı biçimde, kendi yaşamını istediği gibi yönetemeyen edilgin kurbanlar durumuna düşerler.
Sayfa 94 - YKY
Edilgin kurbanlar
Ekonomik uygarlık, evrensel bir hak ve adalet bilinci geliştirmediği, siyaset de ahlak içermediği için, herkesin hak ve sorumluluklarını belirleyen ve bunlara saygı duyan bir dünya yok bugün.
Sayfa 10 - Mahya YayıncılıkKitabı okudu