Neydi Edip Can Sever'in o şiiri:
"Kim bilir, duyuyorum yazgısını belkide
Kuru bir dal parçasını içinden yiye yiye
Dal olan bir böceğin
O garip yazgısını "
Bu bölümde son sözümüz bu olsun!
Ama bağlantılı bir bölümle Karanlığı aralamaya devam edelim....
Tanrıça İnanna, Gilgameş'e daha Huluppu ağacını kestirdiği zaman göz koymuştu. Fakat o sıralarda Tanrıça'nın bir sevgilisi vardı. B ir gün her nedense ona kızmış ve ondan ayrılmıştı. Gilgameş'i, canavarı öldürüp elini yıkadıktan ve kendisine eski düzeni verdikten sonra ilk gören Tanrıça İnanna oldu. Çok yakışıklıydı.
— E yeter, bırak ama Liza, ne kitabından bahsediyorsun; anlattıklarımla hiç ilgim olmadığı halde bana dokundu. Hoş pek de ilgisiz sayılmam ya. Tüm bunlar yüreğime dokundu işte... Yoksa, yoksa sen bunalmıyor musun burada? Anlaşılan hayır, alışkanlığın büyük tesiri var! Alışkanlığın insanı ne hallere getirdiğine şaşmamak mümkün değil doğrusu. Yoksa
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır.
_Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır.
_Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır.
_Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır.
_Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir.
_Görünen değişiyor,
O kişinin düşünceleri, kaygıları ve etkinlikleriyle ilgili sürekli yenilenen, ayrıntılı ve kesintisiz bir bilgiye sahiptir; saat kaçta ne yaptığını, alışkanlıklarını, kimlerle ne sıklıkta görüştüğünü bilir; akşam olup onunla bir araya geldiğinde başlarından neler geçtiğini, gün içinde neler yaptıklarını anlatırlar birbirlerine; gün boyunca hiçbir
Luisa'yı benim değil, bir başkasının yanında hayal etmek tuhaftı. Bu fikir bana itici ya da kırıcıdan çok gerçekdışı geliyordu, bir rol gibi, numara gibi. Gerçekdışılığı üzücülüğünü de bastırıyordu. Bu tür ayrılıklar çoktandır bütün dünyada normal karşılanmakla birlikte anlamsızdır. İnsanın hayatı yıllar boyunca bir insanın etrafında döner,
MEVLÜD
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Zatına layık şekilde, hamdu sena Allah’a
Sınırsız selat ve selam, yüce Resulullah'a
Nurlandırıp güçlendirdi, bu biçare ümmeti
Verdi rahmetinden bize, habibi Muhammedi
Sokak fenerlerini düşünürken gökyüzüne baktım. Koyu karanlıktı, ama öbek öbek bulutların arasından dipsiz kara lekecikleri açıkça seçebiliyordum. Birden bu lekelerin birinde küçücük bir yıldız fark ettim ve dikkatle incelemeye başladım. İzlerken birden bir düşünce geldi aklıma: Evet, bu gece kendimi öldürecektim. Daha iki ay önceden aklıma