Ve yaşadım yeniden hangi
günbatımında havalandımsa
Kanım iplik iplik uçuşuyordu (arasında kuşlar oynaşan)
Bir adaya inmiştim, üstüne bir nar ağacının
İri bir nar ağacının. Ve yanıp durmuştuk üç gün üç gece
Kırmızı bir şarap tası oluncaya dek. Beklemiştik
Gelsin iyi huylu tanrılar da, kurtarsınlar diye bizi
Oysa ne bir hayal, ne bir fısıltı, ne bir ayak sesi
Ne de bir gören, bir soran var yitikliğimizi
Döküldüktü denizin kıyısına çaresiz. Nice sonra
Tattım bazı balıklardaki nar ve kan lezzetini.
(Bir Yitişten Sonra- I)
Aşk iyidir bak
Duyumunu artırır insanın
Hele don gömlek sabahları
Tıraş olacağını duyarsın
Yeni gömleğini giyeceğin gelir
Bir yeni biçim eklersin insan olacağa
Masaya, merdivene, aynalı dolaba
Derken ardından sipin işi bir kahvaltı
Amanın dersin bu ne delice gidiş
Paldır küldür açar mıydı fıstık ağacı
İspinoz düşünür müydü
Deli olan kaşınır mıydı
Kolların upuzun Walt Whitman\'ı okumaktan
Ağzın desen bir karış açık
Sokaklar yok mu, o sokaklar
Önce bir yeşile işkilli
Evlerde büyümeler, alıp başını gitmeler olacak
Kızıp duracaksın üstüne başına konan toza
Televizyondaki ise
Usanmak, hızını eksiltmek dendi mi
Cin ifrit kesileceksin birden.
Edip Cansever*
Dönem bitmişti, babamın tüm ısrarlarına rağmen Ankara'da
kalmıştım. Türkan Teyzeler bütün yazı Antalya'da geçireceklermiş, ev boşmuş, bir gün gidip Suna'yla arda kalacak, resimlere bakacaktık.
Işık lstanbul'da avukatlık yapıyormuş. "Aramızda her şey
aynen bildiğin gibi devam etti" diye anlattı Suna. Tam okumayı
Bir gün, antikacının birinde, bir Etrüsk yüzüğü görmüştüm. Tam senin istediğin gibiydi. Sonsuzdu, altındandı, uyumak bilmiyen atlarla yüklüydü. Ve...su içmeye eğilmiş bir geyik kıvraklığıyla dünyanın bin bir şeyini çağırır, kendini tanımazlığın verdiği cesaretle geleceğindeki "en güzel"i de kullanmaktan sakınmazdı.
Ben o yüzüğü almak istemedim. Çünkü bu yüzüğü sana getirmem için, en azından on defa yüzük alıp getirmeyi denemek, buna iyice alışmam, böylece, o bir defaki korkunç ve doğal sunuyu olağanlaştırmam gerekirdi.
Sanki hiçbir şey uyaramaz
İçimizdeki sessizliği
Ne söz, ne kelime, ne hiçbir şey
Gözleri getirin gözleri!..
Başka değil, anlaşıyoruz böylece;
Yaprağın daha bir yaprağa değdiği
O kadar yakın, o kadar uysal
Elleri getirin elleri!..
Diyorum, bir şeye karşı komaktır günümüzde aşk;
Birleşip salıverelim iki tek gölgey.i
Mısırçarşısı'nda baharatçı dükkanları vardır, bilirsiniz
Ruhi Bey'i ben o dükkanlara benzetirim
Binlerce şeydir çünkü Ruhi Bey
Nanedir, ada çayıdır, zencefildir
I
yok bir şey, yani bir ölüm sonrası bu, bitecek gibi değil
yıllardır sezilen bir çocuk ağlamasında
anısız, başıboş, dağılgan bir tabanca sesinde belki
belki de bir orman mı bu, tanımsız çiçekler açan orada
ve sanki tuhaftır da sayısız kuşları beklettiği
diyelim bir süre kendini dinlemek, diyelim bir süre boşluk
yani upuzun kumlar, kumlarda