Edip Cansever, Umutsuzlar Parkı
“Nereye gidiyorsunuz ama nereye Sanki biz olmayan insanlarız biraz da kuşkuluyuz Ya da çok kuşkuluyuz - böyle.”
Biliyorsunuz parklar Sizi çağıran tarafları İnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranla ('Umutsuzlar Parkı", Edip Cansever)
Reklam
Yüzümü size çeviriyorum, siz misiniz? Elimi suya uzatıyorum, siz misiniz? Siz misiniz, belki de hiç konuşmuyorum Belki de kim diye sorsalar beni Güneşe, çarşıya, kadehe uzatacağım ellerimi Belki de alıp başımı gideceğim Biliyorsunuz ya bir ağrısı vardır gitmenin Nereye ama, nereye olursa gitmenin Hüzünle karışık bir ağrısı. İşte bir
Şiir iyi ki var!
Biz olmayan insanlarız, ya da çok kuşkuluyuz - böyle Nereden geldiniz, tam sizi soracaktım - böyle Biraz da soğuk almışım, biraz da içki, biraz da bahçe Yukarı çıkalım, hadi çıkalım, annem çay pişirir size Çünkü o bizim yukarda her zaman bir mavi olur Güneşler girer çıkar ellerinize Biriyle konuşuyorsunuz, olmayan biriyle, hadi sevinin Kim bilir, belki de buluşursunuz Söz verip sizi bekletenlerle Sonra da çıkarız - niye olmasın - bahçeye çıkarız birlikte Otlara basarız, dallara değeriz, bunları hep yaparız Biraz da susmalıyız. İnsan bir şeyler aramalı kendinde. Dedim ya, annem de var, ama çay pişirmez size Durur da durur işte yıllanmış heykeller gibi Bilmem ki, bilmiyorum da, belki de benim annem yok Belki de öyle beyaz ki, alışmış görünmezliğe. Nereye gidiyorsunuz ama nereye Sanki biz olmayan insanlarız biraz da kuşkuluyuz Ya da çok kuşkuluyuz - böyle. Edip Cansever Umutsuzlar Parkı-V
Edip Cansever Umutsuzlar Parkı
Binlerce, ama binlerce yıldır yaşıyorum Bunu göklerden anlıyorum, kendimden anlıyorum biraz İnsan, insan, insandan; ne iyi ne de kötü Kolumu sallıyorum yürürken, kötüysem yüzümü buruşturuyorum Çok eski bir yerimdeyim, çürüyen bir yerimden geliyorum Öldüklerimi sayıyorum, yeniden doğduklarımı Anlıyorum, ama yepyeni anlıyorum bıktığımı Evlerde, köşebaşlarında değişmek diyorlar buna Değişmek Biri mi öldü, biri mi sevindi, değişmek koyuyorlar adını Bana kızıyorlar sonra, anısızın bana Kimi ellerini sürüyor, kimi gözlerini kapıyor yaşadıklarıma Oysa ben düz insan, bazı insan, karanlık insan Ve geçilmiyor ki benim Duvarlar, evler, sokaklar gibi yapılmışlığımdan. Bilmezler, kızmıyorum, bunu onlardan anlıyorum biraz Erimek, bir olmak ve unutulmak içindeki onlardan Ya da bir başkaca şey: ben kendimi ayırıyorum O yapayalnız olmaktaki kendimi Böyleyken akıp gidiyorum bir nehir gerçeği gibi Sanki ben upuzun bir hikâye En okunmadık yerlerimle Yok artık sıkılıyorum.
Bana bir şeyler söylediniz, anlamadım Bir cümle, iyi bir söz, gene anlamadım Doğrusu hiç anlamadım, siz ne demiştiniz? Ben ne demiştim, ve çekip gitmiştim sonra Öyle ya, niye hiç değişmedi bakışlarınız? BİTMEDİ, DİYORUM BİTMEDİ ŞAŞKINLIĞIMIZ. O gün bugündür işte - ben mesela Çok usta bir avcının gözleri karşısında Bir çocuk olarak
Reklam
57 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.