Fransa'da üç defa başbakanlık yapan, üç defa meclis başkanlığı yapan, Uluslararası Barış Ödülü'ne layık görülen Edouard Herriot, 1933'te Ankara'ya geldikten sonra Fransız basınına şu samimi açıklamayı yapmıştı: "Çekinmeden söyleyebilirim ki, Mustafa Kemal'e sekreter olmak isterdim, her akşam onun sofrasında oturmak, düşüncelerinden beslenmek için sekreteri olmak isterdim, Mustafa Kemal'in sofrasında yeniden üniversite bitirmiş olurdum."
Mustafa Kemal konuşmasını bildiği kadar dinlemesini de biliyor. Kendisine sorular sorulmasından hoşlanıyor. Kendisine yaptığı işlerin Arap dünyasında nasıl karşılandığını sordum. "Hemen hemen hiçbir etkisi olmadı, diye karşılık verdi. Arapların biçimciliğe çokça eğilimleri var, onlar öyle kolay kolay devlet
kuramazlar. "
Edouard Herriot
(Fransız Milli Meclisi Başkanı)
Devrin liderleri arasında tek samimi dostluk hissettiği adam, Amerikan demokrasisinin başındaki Roosevelt olmuştur. Roosevelt de, bir filmde Atatürkün küçük yavrulara sevgisini gösteren sahneyi seyrederken pek duygulanmış ve kendisine bir mektubu yollamıştı. Edouard Herriot'yu nasıl zevkle karşılayıp konuştuğunu da hatırlarım.
Derin ışığın görünmek için
Geceyle kırılmış ve çatlamış bir toprağa ihtiyacı var.
Karanlık bir odundan coşup yükselir alev.
Söze bile bir madde gerekir,
Her çeşit şarkının ötesinde durgun bir kıyı.
Senin yaşamak için ölümü aşman gerekecek
En saf varoluş saçılmış bir kan'dır."
Fransa'nın ünlü politikacı ve düşünürü Edouard Herriot'nun Beethoven için söylediği sözler bir değişmez örnek olarak gösterilebilir. "Diğer gezegenlerden gelenlerin, daha parlak neyiniz var?" sorusuna karşılık, "Beethoven'ın 9.Senfonisi'ni gösteririm" demiştir.