Bir entelektüel gemisi battıktan sonra
karada değil karayla birlikte yaşamayı öğrenen birine benzer;
amacı küçük adasını sömürgeleştirmek olan Robinson Crusoe
değil, olağanüstü şeyler yaşadığı duygusunu hiç kaybetmeyen ve
bir bedavacı, fatih ya da yağmacı değil de her zaman bir gezgin,
geçici bir misafir olan Marko Polo'dur.