Ülke sakinleri, görüş açılarının sınırlılığını anlamamakla kalmıyor, sınırları aşmaları için yapılan her girişime de öfkeleniyor.
Düzülke, yalnızca bir boyut sorunu olarak görülmeyip, insan zihninin ve insanin genel olarak sınırlamalara karşı tavrının bir incelenmesi olarak görüldüğünde, daha fazla önem kazanmaktadır.
Reklam
Sınırlama, fiziksel özellikleri nedeniyle varlığın doğasındaysa, o varlık bu sınırlamayı nasıl aşabilir? İnsan, doğuştan kör birine rengi, doğuştan sağır birine müziği nasıl anlatabilir?
Varsayımlarımız ne ölçüde doğrudur ve ne ölçüde gerçekliğin dikkatsiz veya kendi kendine hizmet eden yanlış yorumlarıdır?
Gereksiz veya yanlış sınırlamaların gelişigüzel kabul ediliverdiğini görmek oldukça tuhaf. Sürekli beraber yaşadığımız veya inanmak üzere yetiştirildiğimiz sınırlamaları sorgulamadan kabul etmeye eğilimliyizdir.
Sınırlama olmasaydı ya da farklı nitelikte olsaydı, Evren yine var olabilirdi, ama bu bizim Evrenimiz olmazdı. Hatta daha başka sınırlamaların olduğu bir Evrende, bizimkisi gibi bir yaşam belki de mümkün olmazdı.
Reklam
488 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.