Düşünmek için bir dakikadan daha az zamanım olmasına karşın yaşadıklarımı Karımdan saklamam gerektiğini bir tür içgüdüyle hissettim.
Küre rüyamda beni nasıl yüreklendirdi?
Sonra karanlık. Sonra her şeyi tamamlayan son bir gök gürlemesi; kendime geldiğimde, bir kez daha sıradan, sürüngen bir Kareydim, evimdeki Çalışma odamda, yaklaşmakta olan Karımın Barış çığlığını dinliyordum.
Nereden gelip nereye gittiğini kimsenin bilmediği bu Varlıklar, aynı zamanda kesitlerini küçülterek, biraz önce beni götürmen için yalvardığım daha Engin bir Uzaya mı girip kayboldular?
Üç Boyutlu olduğunu çıkarsadığımda, gerçekte, renkle aynı şey olmayan ve ölçülemeyecek kadar küçük olmasına karşın var olan, tanınmayan Dördüncü bir Boyut görüyor olduğum sonucu çıkmaz mı?
Bunlardan başka, Şekil Analojisinden gelen kanıtlar yok mu?
Küre. Analoji mi? Saçma. Ne Analojisi?
Ben. Lord Cenapları, tebliğ ettikleri şeyleri hatırlayıp hatırlamadığını görmek için hizmetkarını deniyorlar. Benimle eğlenmeyin Lordum. Bilgi edinmeye can atıyorum, bilgiye susadım.
Küre. İyi de, bu Dört Boyut Ülkesi nerede?
Ben. Ben bilmiyorum, ama Hocam biliyor olmalı.
Küre. Ben de bilmiyorum. Böyle bir ülke yok. Bu düşünce aklın alabileceği bir şey değil.
Ben. Benim için aklın alamayacağı bir şey değil bu, Lordum, dolayısıyla Efendim için hiç değil.
Ben. İyi kalpli Hocam, n'olur, beni geri çevirme; biliyorum, bunu yapmak elinde. Bir kere içine bakmama izin verirsen sonsuza kadar minnettar kalırım, bundan böyle bütün öğretilerini sorgusuz sualsiz kabul eder, dudaklarından dökülen her söze tapar, kulun kölen olurum.
Küre. Pekala, seni memnun etmek ve susturmak için şunu söyleyeyim ki istediğin şeyi yapabilecek olsam yapardım, ama yapamam. Hoşuna gitsin diye midemi dışıma çıkaramam ya!
Ben. Lordum, sizin bilgeliğiniz, sizden daha büyük, daha güzel ve Kusursuzluğa sizden daha yakın bir Varlığa özlem duymam gerektiğini öğretti bana.
Küre bana "Yazgını duyuyorsun, " dedi,
Küre. İnsan yetilerini değerlerine göre sınıflandırmak bana göre değil. Bununla birlikte Uzayülke 'nin en iyi ve en akıllılarının çoğu, anlayıştan çok, sevgiyi; sizin övüp göklere çıkardığınız Dairelerden çok, hor gördüğünüz Düz Çizgileri düşünür.