Sen bir çizgisin, bense ülkemde Kare denilen, Çizgiler Çizgisiyim. Senden daha önemli olmakla birlikte, sizi cehaletten kurtarıp aydınlatmak umuduyla çıkıp geldiğim kendi memleketim Düzülke’deki asilzadeler arasında esamem bile okunmaz.
Kadınlara ne okuma ne de kocalarının veya çocuklarının açılarını saymalarına yetecek kadar matematik öğretildi ve böylece Kadınların zihinsel yetenekleri kuşaktan kuşağa azaldı. Bu, Kadınları eğitmeme ve susturma sistemi bugün de yürürlükte.
Bu politikaya yön veren düşünce iyi niyetten yoksun olmasa da, uygulamasının sonuçta Erkek Cinsine zarar verecek bir noktaya ulaşmasından korkarım.
Çünkü bu politikanın sonucu olarak biz Erkekler, bir tür iki dilli, daha doğrusu iki zihinli varlıklar haline geldik. Kadınlarla, gerçekte var olmayan ve yalnızca Kadınca coşkuları denetlemek amacıyla uydurulmuş "aşk," "görev," "doğru," "yanlış," "acıma," "umut" ve bunlara benzer daha başka akıldışı ve duygusal kavramlarla konuşuruz; ama kendi aramızda ve kitaplarımızda bambaşka kelimeler ve deyimler kullanırız. "Aşk" o zaman "çıkar beklentisi" olur; "görev," "ihtiyaç" veya "liyakat" olur ve diğer sözcükler de buna benzer bir değişim geçirir. Dahası, Kadınlarla, onların Cinsiyetlerine çok büyük bir saygı duyduğumuzu ima eden bir dille konuşuruz ve Başdaireye kendilerine duyduğumuz kadar sofuca saygı duymadığımıza tamamen inanırlar; ama arkalarından -gençler dışında hepimiz- onları "kafasız organizmalar" olarak görür ve çekiştiririz.
Kadınların odalarındaki ilahiyatımız da başka yerlerdeki ilahiyatlarımızdan tamamen farklıdır.
Iki boyutlu bir dunya ortaminda yasayan bir kare'nin yasamini anlatan yazar iki boyutlu dunyada yasamayi anlatmaya calismis ve bence eglenceli ayni zaman da anlamasi güç olan bir kitaptı. Matematiksel olarak kadının ,erkegin, yoneticilerin vs. Konumlandirmis . Kadını düz bir çizgiye benzetmesi oldukça garip , zengin yöneticileri de beşgen , altıgen gibi çokgenlere benzetmesi eglenceliydi. Sadece bununla kalmadi benim icin dünyayı derin bir düşunceyle anlamaya itti. 1984 yılında yazılmıs bir kitap ama şuan ki durumu anlatır gibiydi....
DüzülkeEdwin A. Abbott · Alfa Yayıncılık · 2023433 okunma
...En derin mesajlarından ilki kendi bilgimizin evrenin gerçekleri karşısında ne kadar da küçük olduğu gerçeğiyken;
ikincisi, evrensel hakikate ulaşmanın ancak tüm öğretilmiş bilgi, kural ve kalıplardan 1an olsun özgürleşmekle mümkün olduğudur...
Eve kapatılmaktan ve ev dışındaki kısıtlayıcı kurallardan deliye dönen kadın, bütün hıncını kocasından ve çocuklarından çıkarmaya bakar; daha az ılıman iklimlerde bazen bir köyün tüm erkek nüfusu, birdenbire patlak veren bir kadın ayaklanması sonucu birkaç saat içerisinde yok olmuştur.
Kendi kendisinin Tek varlığı ve Her şeyi olduğu için gerçekte Hiçbir şeydir. Yine de kendinden ne kadar hoşnut olduğuna bir bak ve şunu bil ki kendinden hoşnutluk iğrençlik ve bilgisizliktir.