Hayat tecrübesi denilen şey kolay kazanılmıyormuş. Örneğin öncelikle insanlara olan güvenini kaybediyormuşsun. Güvensizliğin ile başbaşayken ise diğer insanları hayatından soyutluyormuşsun. Hatta tekrardan nefes alırken bile iki kere düşünüyormuşsun... Eeee mutlu sonla bitecek değil ya yediğin kazık iyi olsun ki tecrübe olsun demi...???
Sayfa 145
İnsanlar beni deli ediyor! Yaşama amaçları: barınma, beslenme, üreme! Etrafımdaki insanlara bakıyorum da, daha büyük bir ev, daha lüks bir araba, daha lezzetli yiyecekler falan fişman. Kapitalizm! Ey insanlar. Canlarım. Ciğerlerim. Kim uyuttu sizi? Hangi kötü kalpli büyücü yedirdi size bu zehirli elmaları? Ulan hadi biriniz uyumuş olsanız, öpüp uyandıracağım ama, herkese yetişemem ki! Kapitalizmin beşiğinde ölüm uykusu! E bebeğim eeee ee e! Dandili dandili dastana/ Danalar girmiş bostana/ Kov bostancı danayı/ Yemesin lahanayı. Ne için yaşıyorsun? Hayatın anlamı nedir? Sabah işe gidiyor, akşam eve dönüyorsun. Ulan danalar da sabah çayıra gidiyor, akşam dönüyor. Sen hiç akşamları ahırında kitap okuyan bir dana gördün mü? Varoluş gizemini çözmeye çalışan bir dana? Hayır. Göremezsin. Neden? Çünkü danalar hayatın anlamını bilmeden yaşar. Peki insan ne için yaşar? Lahana için mi?
Reklam
340 syf.
5/10 puan verdi
?????? Eeee ne oldu şimdi? işte kitap bitince böyle düşünüyor insan.Sanırım devamı gelecek, amaç sizi sonraki kitaba bağlamak ama ben de ters tepki yapıyor ve eğer beleşe bulursam alıp okuyorum ama bir daha asla para vermem bu seriye.
Dertler Şarabı Sever
Dertler Şarabı SeverKim Gruenenfelder · Sonsuz Kitap Yayınları · 2010158 okunma
Uzun boylu,çekici bir kadın yanlarına yaklaştı. Petey gülümseyerek çarpık kollarını çırptı. Gözleri parlayarak, "Meehaaa, Meehaaa," diye bağırdı. Kadın, gülümsemeden Petey'e baktı. Trevor, kadın uzaklaşırken, yüksek sesle bağırdı: "Size 'Merhaba' dedi" Kadın Trevor'u duymazdan geldi. Olanlara anlam veremeyen Petey, "Niyyy?" diye sordu. "Niye mi merhaba demedi?" "Eeee." Trevor , öfkeyle dudağını ısırdı. "Babam güzelliğin hep yüzeyde kaldığını ama çirkinliğin en derinlere kadar işlediğini söyler."
Sayfa 185Kitabı okudu
'Hayrola nereden?' 'Be be ben mi? Ra rad radyodan geliyorum...' 'Ne vardı radyoda?' 'Spi spi spi spiker sı sı sınavı vardı da...' 'Eeee, ne oldu?' 'Bı bı bı bırak yahu! Kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadılar.'
Sayfa 45
176 syf.
6/10 puan verdi
Kitabın ismiyle başlamak istiyorum yorumuma. Kitabın orijinal ismi The Bertram's Hotel. Yani kitaptaki otelin ismi. Türkçeye Cinayetler Oteli diye çevirmeleri çok iyi olmamış. Çünkü kitap cinayet üzerine kurulmamış. Şu ana kadar okuduğum Agatha Christie kitaplarından bu yönüyle farklı. Kitabın üçte ikisi geride kaldığı vakit bir cinayet işleniyor. Kitabın isminden yola çıkan okuyucular nerede kaldı bu cinayet diye sabırsızlıkla bekleyebilirler. Yazar güzel bir biçimde olayları Bertram Oteli etrafında anlatmış. Bu otel dışarıdan çok masum gibi gösteriliyor ama otelde ters giden bir şeyler oluyor. Dikkatli bir okuyucu bunu rahatlıkla anlayabilir. Tabi ben biraz okurken sıkıldım çok da dikkat etmedim bu yüzden bu ayrıntılara. Agatha Christie'nin diğer kitaplarından ayıran başka bir unsur ise kitabı bir yerde kesip şu ana kadar ki delillerle katili bulabileceğimizi söylemesi. Daha önceki okuduğum kitaplarında böyle bir şey hatırlamıyorum. Yazarın bu kitabı okuduğum diğer kitaplarından daha kötüydü. Heleki On Küçük Zenci kitabının yanında bu kitaba çok kötü demek heralde en büyük hakkım.. Eeee kadının 126 tane kitabı var. Ara sıra böyle ortada kalmış kitapları da çıkabiliyor. Galiba yazar bu kitabı yaşlılığında yazmış. Bu da belki bir etken kitabın çok da süper olmamasında. Belki de artık Agatha Christie'nin kitaplarına doyduğum için böyle diyorum. Bu yüzden bu kitapla birlikte artık Agatha Christie'ye final yapıyorum. Tabi böyle diyorum şimdi ama gene 2 yıl sonra aklıma gelecek bu yazar ve gene kütüphanenin arama motoruna hevesle tuşlayacağım yazarın ismini.
Cinayetler Oteli
Cinayetler OteliAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20052,531 okunma
Reklam
96 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
123 günde okudu
Çooook uzun zaman önce okumuş olmama rağmen kitaptan aklımda yer etmiş bir cümle var. "Uçmak bir martının en doğal hakkıdır" Okurken - eeee yani? so what?- dediğim fakat felsefesini zamanla anladığımı zannettiğim bu cümleyi hiç unutamam. Martı Jonathan, yiyecek bulmak için uçmayı reddediyor sadece uçmak istediği için uçmayı seçiyordu. Uçma sınırlarını zorlayacak şekiller buluyor bu yönü ile sürüden dışlanıyordu. Eğer martı bir metaforsa -tabi ki de öyle :)- ben kendi adıma seçimimi yaptım mı bu gün bile bilmiyorum. Nedir durumum??? Ya sizin durumunuz ne?
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201166,8bin okunma
440 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
AYŞE KULİN' nin hayranı olarak zevkle okudum TUTSAK GÜNEŞ'i...Konusu tam olarak örtüşmese de Erdal Demirkıran' ın Sadece Başbakan Okusun ile çok benzer. Eeee nede olsa burası TÜRKİYE.... Handan' da olduğu gibi GEZİ RUHU' nada dokunmuş....
Tutsak Güneş
Tutsak GüneşAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20155,2bin okunma
Bana grup çalışmalarım sırasında en sık sorulan sorulardan biri ne biliyor musunuz? ‘’Yaşamımda şöyle bir şey oldu... Eeee? Ne yapmalıyım? veya Ne demeliyim? Nasıl hareket etmeliyim?’’ Ben nereden bileyim? Yaptığım iş sizlerin yaşamınıza daha net bakabilmenizi, zihninizi, bedeninizi dinlendirerek daha güçlü, dengeli ve başarılı olabilmenizi sağlamak için size yol göstermek , o kadar. Tüm bu yolları, sistemi, gördüklerinizi, bildiklerinizi kullanacak olan sizlersiniz. Oyuna girip oynayacak olan sizlersiniz. Ne ben ne başka birisi, eşiniz, çocuklarınız, kardeşiniz, hiç ama hiç kimse sizin adınıza oynayamaz. Sahaya kendiniz çıkıp oynamak zorundasınız.
Sayfa 94 - Doğan Kitap
248 syf.
7/10 puan verdi
Felsefik bir kitap.Açıkçası ilk 50-70 sayfası gerçekten ilgimi hiç çekmedi ayrıca yunan mitolojisine ait o kadar çok kelime var ki ne okuduğumu anlayamadım bir süre.libas,elbise diyecek mesela onun yerine zannediyorum yunanca bir kelime kullanıyor.Gerek var mı?Ne gerek var?Yunan değiliz,Yunan asıllı da değiliz,illa kullanmak istiyorsa yazar
Platon'un Aşkı
Platon'un AşkıRafet Elçi · Litera Yayıncılık · 2015171 okunma
Reklam
"Fakat insanlar artık tiyatroya gitmiyorlar,tiyatrolar bir bir kapanıyor,tiyatrocular sefalet içinde..." "Eeee?" Baretta salağına,aklımdan geçenleri açıklamaya koyuldum: "Bir ajans kuracağız: Dedikodu ajansı!"
216 syf.
4/10 puan verdi
Kitap bittiğinde "eeee" dedim. Çok kopuk bi sondu. Eksik sayfa mı var acaba dedim. Cümleler durumu açıklamada yetersizdi. 1. ve 2. kitaptan sonra malesef kendi çizgisini bozdu seri. Ama, yer yer gülümseten kısımları için azar azar okuyarak bitirdim ve okuduğum için pişman değilim. En azından son bir kez gördüm marvin'i...
Elveda ve Bütün O Balıklar İçin Teşekkürler
Elveda ve Bütün O Balıklar İçin TeşekkürlerDouglas Adams · Alfa Yayıncılık · 20171,123 okunma
96 syf.
9/10 puan verdi
Geldik en zor kısma; strese sokan bir gerginlik, yazdıklarımı Faruk Duman okursa ne düşünürü, düşündüğüme göre ne yazacağımı ben bile bilmiyorum. Kitabı bitirip kapattığımda - okurken de sık sık hissetmiştim - keyifli bir hale büründüm. Hoşuma gitti, bazı bölümleri tekrar tekrar okudum. Kimisini anlamadığım için tekrar ettim kimisini çok
Kedi'çin Masallar
Kedi'çin MasallarFaruk Duman · Notos Kitap Yayınevi · 201017 okunma
İsmet Özel
Murat Menteş: Şiirlerinizde ifade ettiğiniz şeyler, yaşadıklarınızla hep ilgili mi sahiden? İsmet Özel: Bunu Ataol [Behramoğlu] da yazmıştı. Benim şiirimin ayırıcı bir vasfıdır. Yani çok uçuk gibi görünen ifadenin bile, mesela “Çocuk e harfine yaslanmış uyuyordu” bunun mutlaka bende bir yaşanmışlık olarak karşılığı vardır. M.M: “Çocuk e harfine yaslanmış uyuyordu” mısraının karşılığı ne olabilir ki? İ.Ö: Bunu bir okuyucu keşfetti: Çocuklar nasıl uyutulur? M.M: Ninni söyleyerek? İ:Ö: Sonra? M.M: “Eeee, eee, ee, e” denilir? İ.Ö: Yaa.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.