Kuşkusuz, sonucun zafer olmasını dileriz, fakat amaç zafer değildir. Amaç, Allah'ın rızasını kazanmaktır. Onun rızasını kazanabilmişsem, görünürde yenilmiş de olsam gerçekte galip sayılırım. İslam, bir zihin fantezisi olarak indirilmemiştir.
Yalnızca gözlerimde sakladığım aşkımı, sükuta kurban vereceğim. “Keşke” diyeceğim sonra ve her seferinde, tekrar tekrar “keşke” diyeceğim. Söylenmemiş sözlerin ateşi yakacak tüm bedenimi.
Aslında kimse, onu yaşarken hayatının en mutlu ânını yaşadığını bilmez. Bazı insanlar kimi coşkulu anlarında hayatlarının o altın ânını “şimdi” yaşadıklarını (ve sık sık) düşünebilir ya da söyleyebilirler belki, ama gene de ruhlarının bir yanıyla bu andan da güzelini, daha da mutlu olanını ileride yaşayacaklarına inanırlar.
Sürekli saadet, umutsuzlukla doyumsuzluğun el ele tutuştuğu dipsiz bir kuyudan daha tehlikeli bir hâl alıp tokluğu açlıktan daha kışkırtıcı kılabilirdi.