Akla mağrur olma Eflatun-ı vakt olsan dahi
Bir edib-i kamil gördükde tıflı mekteb ol!
Platon kadar âlim olsan, zamanının allâmesi haline gelsen bile sana taşradan başka bir şeyi öğretemeyecek olan akıl ile ("aklın ile" değil!) boşuna 'alimim' diye övünüp durma da görür görmez bir ârifi, bir mektep çocuğu gibi hemen dizinin dibine otur.
Nefi'den : "Akla mağrur olma Eflatun-ı vakt olsan dahi, bir edib-i Kamil gördükde tıfl-ı mekteb ol! "
Yani: Platon kadar âlim olsan, zamanının âllamesihaline gelsen bile sana taşradan başka bir şeyi öğretemeyecek olan akıl ile boşuna 'alimim' diye övünüp durma da görür görmez bir ârifi, bir mektep çocuğu gibi hemen dizinin dibine otur.
Nef'i şöyle der:
"Akla mağrur olma Eflatun-i vakt olsan dahi Bir edib-i kâmil gördükte tilf-ı mekteb ol."
(Eflatun kadar âlim de olsan, zamanın allâmesi haline de gelsen aklın ile övünme. Bir âlimi görünce, olgun bir bilgine rastlayınca bir küçük mektep çocuğu gibi dizinin dibinde otur ilim öğren.)
"Akla mağrur olma eflatun-ı vakt olsan dahi
Bir edib-i kâmil gördükde tıfl-ı mekteb ol!"
Platon kadar alim olsan, zamanının allâmesi haline gelsen bile taşradan başka bir şeyi öğretemeyecek olan akıl ile ("aklın ile" değil) boşuna "alimim" diye övünüp durma da görür görmez bir ârifi, bir mektep çocuğu gibi hemen dizinin dibine otur.
Otur da taşrayla meşgul olmaktan dolayı ihmal ettiğin seni sana göstersin, sana seni özlemeyi öğretsin, seni yine sende gezdirsin!
Akıl, sahibi olunmakla övünülecek umurdan olsaydı, işbu servete sahip olmakla asıl mecânin-i ukala övünürdü.