Bâzı kimseler nefislerinde bir yakınlık hissederek ibâdetinde ve meclislerinde Allah'a yakın olduklarını zannederler. Böylece kendilerinden başka meclislerinde bulunan herkesin afvolunacağı kanaatına saplanırlar. Eğer bu kimseye bu şekildeki sû'-i edebinden dolayı Allahü Teâlâ müstahak olduğu muameleyi yapmış olsaydı hemen o anda helâk olurdu.
Efendimiz aleyhisselatu vesselam; "Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna eziyet etmesin. Kadınlar hakkında iyiliği tavsiye ediniz. (Kadınlara iyi davranınız) Çünkü onlar kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğrisi en üst tarafıdır. Eğer bunu doğrultmaya kalkışırsan kırarsın, olduğu gibi bırakırsan eğri kalır. Dolayısıyla kadınlar hakkında iyiliği tavsiye ediniz, kadınlara iyi davranınız" diye buyurmuştur.
Reklam
Sadece şehadet getirmekle Allah'tan bir şey isteme hakkına sahip olamayız. Eğer bahçemize nasıl fidan dikeceğimizi öğrenmez, onun yerine hayatımız boyunca diken dikersek, öbür dünyada meyvelerle dolu bir bahçe devralmayı bekleyemeyiz.
Eger Ahiret'teki kaderinizin bu dünyadaki davranışlarınıza bağlı olduğuna inanıyorsanız, Allah'ın sizden yaşamanızı istediği hayatın kurallarına karşı asla kayıtsız kalamazsınız.
Halbuki İslam, asla her şeyi Allah'a bırakıp, hiçbir şey yapmamayı telkin eden bir din değildir. Peki, eğer İslam insanın eylemliliğinden yana ise, neden sanatsal eylemden de yana olmasın? Çünkü bu eylem türünde de Allah'ın iradesini görmezden gelen bir tutum yoktur, kaldı ki yaratıcı çalışmalarında sürekli olarak Allah'a gönderme yapan birçok Müslüman sanatçı vardır
SubhanAllah...
İbn Kayyım rh diyor ki; Eğer kalbinizde Allah'a sevgi olsaydı, bunun etkileri vücudunuzda/amellerinizde görülürdü…
Reklam
Eğer kalbiniz Allah'a açıksa, yalnız değilsiniz. [ Güven Taşdemir ]
İbnu'l-Qayyim رحمه الله
"Eğer kalbinizde Allah'a sevgi olsaydı, bunun etkileri vücudunuzda amellerinizde görülürdü." [El-Fevâ'id | Sf. 110]
416 syf.
8/10 puan verdi
merhaba :) yeni bir kitap daha bitti .Kitap genel olarak güzeldi . Gençlik tarzında ,akıp giden, eğlenceli bir kitaptı . Eğer hazır yazda geliyorken sıkılmadan okuyabileceğim , romantik , eğlenceli ve diğer kurgulara göre biraz daha farklı bir kitap okumak istiyorsanız tavsiye ederim.Kitabın konusu : Ana karakterimiz Eva frame'de(kitapta
Kazanırsak Kaybederi̇z : Çevrimiçi
Kazanırsak Kaybederi̇z : ÇevrimiçiZeynep Sey · Martı Yayınları · 20211,240 okunma
Ebû Hüreyre'den (ra) rivayetle: Resûlullah (sas) buyurdu ki: "Öyle bir zaman gelecek ki din sahibi bir kimse dinini ancak dağlara, mağaralara kaçarak koruyabilecek, dini selamette olabilecektir. O zamanda kişinin Allah'ın gazabına sebep olmadan geçimini elde etmesi de kolay olmayacaktır. İşte bu zamanda kişi hanımı ve çocukları eliyle helak olacaktır. Eğer hanımı ve çocukları yoksa anne babası eliyle helâk olacaktır. Anne babası da yoksa helakı akrabaları ya da komşuları eliyle olacaktır." Sahâbeler sordular: "Bu nasıl olacak, Yâ Resûlullah?" Buyurdu ki: "Bu kişiler adamı geçiminin darlığından dolayı kınayacaklar, o da kınanmamak için geçimini kazanmada helâkine sebep olacak yollara başvuracaktır."
Reklam
Hepimiz bu soru üzerinde ciddi olarak düşünmeliyiz!
Kafirler Kur'an okumaz ve içinde ne yazdığını bilmezler. Eğer sözde Müslümanlar da onlar kadar cahillerse niçin onlara Müslüman deniyor? Kafirler Hz. Muhammed'in, (s.a.v), öğrettiklerini ve Allah'a ulaşmak için gösterdiği doğru yolu bilmezler. Eğer Müslümanlar da aynı derecede cahilseler nasıl Müslüman olabilirler? Kafirler Allah'ın öğrettiklerinin yerine kendi isteklerinin peşinden giderler. Eğer Müslümanlar da onlar gibi söz anlamaz ve disiplinsizseler kendi fikirlerini üstün görüp Allah'a karşı kayıtsız kalıyor ve nefislerinin esiri oluyorlarsa kendilerine Müslüman demeye ne hakları var? Kafirler helâl ve haramı ayırdetmezler, ellerindeki şeylerin helal ya da haram olması arasında fark gözetmezler. Müslümanlar da böyle davranıyorlarsa aralarındaki fark nedir?
ACABA BUGÜN O GÜN MÜ?
👉Allah Resûlü (s.a.v.) bir gün ashabına geleceğe ilişkin bir şeylerden bahsediyordu. Sözünün bir yerinde “bu söylediğim, [dine ilişkin] ilmin ortadan kalkmasından sonra olacak” dedi. Sohbeti dinleyen Ziyad bin Lebîd isimli sahabî şaşkınlıkla peygamberimize sordu: “Ey Allah’ın Resûlü! İlim nasıl ortadan kalkabilir ki? Biz Kur’an’ı okuyoruz,
İman; dil ile ikrar, kalp ile tasdiktir. Sadece ikrar iman olmaz. Çünkü sadece ikrar iman olsaydı, bütün münafıkların mü'min olmaları gerekirdi. Keza sadece tasdik de iman olmaz. Eğer sadece tasdik iman olsaydı, bütün kitap ehlinin mümin olması gerekirdi zira Allah; "Allah şahitlik eder ki, münafıklar yalancıdırlar." Ve "Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar." buyurmaktadır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.