Üç kıtaya yayılmış büyük İmparatorluğun, 600 yıl gibi uzun bir süre dayanmasının, yayıldığı bölgelerde her anlamda kök salmasının ve bugün bile kendisinden adaletiyle ve hoşgörüsüyle bahsettirmesinin en önemli nedenlerinden biri liyakatlı idarecileridir. En azından ilk yüzyıllarında bu özelliğini korumuştur ve Kadı da bu özelliğin taşradaki baş aktörüdür.
Değerli İlber hocamız, çok net, akıcı ve sade bir ifadeyle bize idare ve hukuk adamı olan Kadı'dan bahsediyor. Kadı mertebesinin hangi dönemlerde ve nasıl ortaya çıktığı, eğitimleri, atamaları, görev yelpazesinin genişliği ve kısıtlamaları, yetkileri, süreç içerisinde uğradığı değişimleri temel çizgide ve anlaşılır biçimde aktarıyor.
Tüm bu eksenin dışına biraz taşarak Osmanlı'daki eğitim sisteminden, taşra yönetimi ve idaresinden ve hatta ordunun iaşe sağlanması kısmına da kısaca birkaç cümle ile değiniyor.
Ben İlber hocanın kitaplarında en çok eleştir yaptığı kısımları seviyorum. Çok doğru yerlere ve yanlış bilgilere temas edip mantıklı bir şekilde açıklıyor. Anlatımın sadeliğini zaten söylemiştim, ancak mesleği ne olursa olsun herkesin anlayabileceği bir dile sahip olması, akademik dilden ziyade gündelik bir anlatımı tercih etmesi, kitaplarını okumamdaki sebeplerden biri.