1920'lerin sonunda Sovyetler Birliği'ne yaptığı bir ziyaret sırasında Reich'ı etkileyen okullardan biri Vera Schmidt'in Moskova'da çocuklar için açtığı psikanalitik yuvaydı. 1921'de kurulan okuldan Reich, "eğitim tarihinde çocuk cinselliği teorisine pratik bir içerik vermeye yönelik ilk girişim" olarak söz ediyordu. Bu okul, bir çocuklar topluluğu çerçevesinde, kendi kendini düzenlemenin gelişimine önem veriyordu. Toplumsal kural -çocuğun anlayamayacağı ve sadece yetişkinin çıkarlarına hizmet eden- ahlaki yargının değil çocukların gerçek toplumsal yaşamının bir ürünü olacaktı. Vera Schmidt'in okulundaki öğretmenler çocukların davranışları hakkında övgüde, ayıplamada ve yargıda bulunmaktan vazgeçmişlerdi. Çocuğu kucaklamak ve öpmek gibi ateşli şefkat gösterilerine izin verilmiyordu, çünkü bunlar sadece yetişkinlerin kendi tatminsiz cinselliklerini yaşamalarının bir aracıydı. Disiplin önlemleri ve ahlaki yargı olmayınca, "dayağın verdiği hasarı öpücüklerle telafi etmeye" ihtiyaç olmayacaktı
"İnsan bir'guzel' olarak doğar. Büyüdükçe kendini büyük zannedenlerin oturduğu tahtı sallamaya başlar. Minik güzelle baş edemeyen büyükler, öcü, cin ve dev gibi hayali canavarlarla onu uyutmak isterler. Minik güzel büyüdükçe gelenek, ayıp, disiplin, not korkusu gibi gözle görülmeyen silahlarla sindirilmeye çalışılır. Maalesef güzel doğanların büyük bir çoğunluğu daha gençlik çağına gelmeden uyur. Çünkü bizim eğitim adına verdiğimiz bilgilerin çoğu aslında onu uyutmaktan ve uykusunu derinlestirmekten başka bir işe yaramaz. "
Reklam
LEYLA ŞAHİN Kayseri doğumlu Leyla Şahin’in eğitim hayatının tamamı Kayseri’de geçmiştir. Ancak Harp-İş Sendika Başkanlığı yapan babasının görevinden ve de sınıf öğretmenliği ile başlayan meslek hayatından dolayı yurdumuzun çeşitli illerinde bulunmuştur. En son olarak 2000-2017 tarihleri arasında KAYSERİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ HASTANE OKUL
255 syf.
·
Puan vermedi
Emre Kongar eğitim amacıyla yurt dışına giden ikiz kızlarına yazdığı mektuplarda , onlara olan özlemini, anılarını, deneyimlerini, bir baba olarak onları büyütürken yaptıklarının sorgulamasını, özlemini, endişelerini, duygularını paylaşmaktadır. Her mektupta aslında herkesi ilgilendiren sevgi, kıskançlık, cinsellik, yaşamı ertelememe, aşırılıklar, ailede ve ülkede demokrasi, dinleme, şiir, güven, disiplin, sıradan insan olmamak, spor, sağlıklı yaşam gibi yaşamdan satırbaşları var. Yazarın çocukluğundan, gençlik yıllarından, evlilik, çocuklarıyla anılarından, iş yaşamından sunduğu kesitlerde ele aldığı konularda herkes kendinden bir parça bulabilir. Yazarın sade, yalın, gerçekçi, içten anlatımıyla mektupların öznesi oluyorsunuz. Hayatta bizi derinden etkileyen, mutluluğumuzu, kişiliğimizi oluşturan unsurları anlatılanlarla değerlendiriyorsunuz. Kendinizi bir kez daha bazı konularda kararlar alırken buluyorsunuz. Yaşamımı nasıl iyi yaşayabilirim sorusuna yanıt veren rehber niteliğinde bir kitap.
Kızlarıma Mektuplar
Kızlarıma MektuplarEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 20201,562 okunma
#öğretmen
Sinif yonetimi, sinif ortaminda yeni gelişmelerle bozulan dengelerin eskisinden farkli bicimde kurulmasi surecidir. Yeni kosullar altinda yeni değerler gelistirmeyi ve uygulamayi saglayan bir disiplin olarak da görülebilir.
Sayfa 12 - AlfaKitabı okudu
296 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap genel anlamda idare eder; ama acımasızca davranılan mola yöntemi bana çok mantıksız geliyor (negatif disiplin genel anlamda bana çok mantıksız gelir. Pozitif disiplinden yanayım). Kitapta tabi ki de katılmadığım noktalar olduğu gibi, çocuğumla ilgili sorunlara bulmuş olduğum çözümlerin aynısını destekler tarzda olması da beni şaşırtmadı değil :) kitap genel anlamda, sorunlara bakış açısı ve çözümler olarak yüzeysel kalmış; ama çocuk psikolojisi hakkında hiç bir fikri olmayan ebeveynler için özet gibi olduğundan tercih edilmesi daha mantıklı ve yararlı olacağı kanaatindeyim.
Bağırıp Çağırmadan ya da Dövmeden Çocuk Terbiyesi
Bağırıp Çağırmadan ya da Dövmeden Çocuk TerbiyesiJerry Wyckoff PHD · Yakamoz Yayınları · 2015205 okunma
Reklam
JAPONLAR'DAN ÖĞRENİLMESİ GEREKEN 10 TEMEL İLKE
Japonlar, ne hıristiyan, ne musevi ne de müslüman. ne peygamberleri, ne de kutsal kitapları var ama, İnandıkları insani değerler ile bütün dünyaya ders verdiler. Demek ki insan olmak, başka bir şey. JAPONLAR'DAN ÖĞRENİLMESİ GEREKEN 10 TEMEL İLKE 1. AĞIRBAŞLILIK Hiçbir dövünme ya da aşırı hareketlerle ıstırap ifade etme görüntüsü yok. Üzüntünün
1.323 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.