Öncelikle bir konuda herkesle anlaşalım. Bu soruların incelemesini 15 güne yakın bir sürede anca yazdım. Sonu nerede bu yazının, diyerek kontrol edilmeden önce, bu sitedeki en uzun inceleme bu olmuştur, diyebilirim. Kimseden bu Evren incelemesini komple okumasını beklemiyorum. Bu incelemenin %10'una sahip incelemeler bile genelde burada uzun
Bütün nesneler bir "dönüş" hareketine veya açısal momentuma sahiptir - galaksilerden (bir dönüşleri milyonlarca yıl sürebilir) atom altı parçacıklara (bir saniyede milyonlarca kez dönebilirler) varıncaya kadar her şey.
...domino taşlarından meydana gelen uzun bir diziyi düşünün. İlk domino taşı devrildiği zaman, şüphesiz art arda devrilen bir domino taşı dalgası tetiklenecektir.
Bununla beraber, diyelim ki bu domino taşı dizisi siyah ve beyaz renkte olmak üzere iki türden meydana geliyor olsun ve bu iki tür, bütün dizi boyunca birbirini izliyor olsun. Eğer siyah domino taşlarını alarak dizide sadece beyaz taşları bırakacak olursak, o zaman dalganın ilerlemesi mümkün olmayacaktır. Hareket eden bir dalga elde etmek için, hem beyaz ve hem de siyah taşlara ihtiyacımız bulunmaktadır. Özetle, düşen domino taşlarının bir dalga meydana getirmesini sağlayan şey, beyaz ve siyah taşlar arasında bir etkileşim doğması, her birinin bir sonrakini devirmesidir.
Maxwell, benzer bir şekilde, titreşen manyetik ve elektriksel alanlar arasındaki etkileşimin dalgayı yarattığını keşfetmişti. Beyaz veya siyah domino taşlarının tek başına bırakılması örneğine benzer bir şekilde, elektriksel veya manyetik alanların bu dalga benzeri hareketi kendi başlarına yaratamayacağını bulmuştu.
Yalnızca elektriksel ve manyetik alanlar arasındaki hassas etkileşim, bu dalgayı üretebiliyordu...Kendi denklemlerini kullanarak yaptığı hesaplamalar sonucunda, bu dalganın hızına dair belirli bir sayı elde etme olanağı bulmuştu. Onu şaşırtan şey, bu sayının ışık hızına eşit olmasıydı. Sonuç, kaçınılmazdı:
Işığın manyetik alana dönüşen bir elektrik alanları zincirinden başka bir şey olmadığı ortaya çıkmıştı.
Sakata ekolü, maddenin sonsuz sayıda alt katmandan meydana geliyor olması gerektiğini felsefi ve matematiksel zeminlerde savundu. Bu bazen dünyalar içindeki dünyalar veya soğan
kuramı olarak da adlandırılır. Diyalektik materyalizm uyarınca
fiziksel gerçekliğin her katmanı, kutupların etkileşmesi sonucunda yaratılmıştır. Örneğin, yıldızlar arasındaki etkileşme, galaksileri yaratır. Gezegenlerle Güneş arasındaki etkileşme, güneş sistemini yaratır. Atomlar arasındaki etkileşme, molekülleri
yaratır. Elektron ile çekirdek arasındaki etkileşme, atomu yaratır. Ve son olarak, proton ile nötron arasındaki etkileşme, çekirdeği yaratır.
"Einstein daima olabilecek en basit fikirlerle başlar ve problemi nasıl gördüğünü anlatarak onu uygun bağlam içerisine sokardı. Bu sezgisel yaklaşım, neredeyse resim yapmak gibi bir şeydi. Bu, bana bilgi ile anlama arasındaki farkı öğreten bir deneyim olmuştu."
Eski insanlar, Dünya'nın sonunun ateşle mi, yoksa buz ile mi
geleceği konusunda sık sık yorumlar yapmışlardır. Modern astronominin sağladığı en akla yatkın yanıta göre Dünya, ateşler içinde yok olacaktır, çünkü Güneş'imiz içindeki hidrojen yakıtını tükettikten sonra o zamana kadar kullanılmayan helyum yakıtını yakmaya başlayacak ve sonra muazzam miktarda büyüyerek Merih'in yörüngesi büyüklüğünde bir kırmızı dev yıldıza
dönüşecektir. Bu, Dünya'mızın buharlaşacağı, bizim de Güneş'in atmosferinde pişeceğimiz anlamına gelmektedir (Bu felaket, birkaç milyar yıl sonra gerçekleşecektir.)