Mustafa Kemal, 9 Ekim 1917'de 7. Ordu Komutanlığı'ndan istifa ettikten sonra neler yaşandı? 31 Ekim'de İngiliz kuvvetleri Sina Cephesi'nde taarruza geçti. General Allenby komutasındaki İngiliz kuvvetleri on tümenden fazlaydı. Gazze - Birüssebi Meydan Muharebesi'nde 7 Kasım'da Türk mevzii yarıldı. Türk birlikleri Kudüs Yafa hattına çekildi. Ancak o hatta da İngiliz taarruzları durdurulamadı. 8 Aralık 1917'de Kudüs düştü.
Sayfa 122 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1917 yılından itibaren 1. Dünya Savaşı'nı yönlendirecek tek bir güçlü isim vardı: Lloyd George. Berlin bu gelişmeler karşısında, İngiltere ile asıl mücadelenin Sina, Filistin ve Suriye'de yaşanacağını görmüştü. Ancak yaşananları ve ilerde yaşanacakları gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirebilen bir kişi daha vardı. 7. Ordu Komutani, Mirliva Mustafa Kemal Paşa. Mustafa Kemal'in 20 Eylül 1917 tarihli raporu bu nedenlerle tarihi bir manifestodur. Bugün yaşanılan bazı sorunların bile arkasında, onun o günlerde görüp, tedbir alınmasını istediği sorunlar hakkında bir şeyin yapılamamış olması yatmaktadır. Mustafa Kemal, Lloyd George'un hedeflerini doğru değerlendirmişti: Bağdat'ın ele geçirilmesiyle Irak'ta İngilizler hedeflerine ulaşmıştı. Daha kuzeye ilerlemelerini gerektiren sebepler ise mevcut değildi. İngiltere Irak'a hep Hindistan'a atlama noktası olarak bakmıştır. Bu nedenle de İngiltere için hayati bölge "Basra" dır. Ancak bu sefer İngiltere Basra ile yetinmemiş, kuzeye, Bağdat'a kadar uzanmıştır. Lloyd George 1917'de Musul'un sahip olduğu petrol değerini tam olarak anlayamamıştı. Bunun farkına Ekim 1918'de varacaktı. Mustafa Kemal, Lloyd George'un İngiltere'nin himayesinde Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasını amaçladığını ise net olarak görmüş ve anlamıştı.
Sayfa 120 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
İtilaf Kuvvetleri'nin diğer önemli bir hatası ise Liman von Sanders'in de değerlendirdiği gibi; Çanakkale'ye büyük bir çıkarma hareketi yapıp, aynı zamanda veya çıkarmadan önce donanma ile Boğazı zorlamaya çalışmamış olmalarıdır.5 Bu görüşü, İngiliz Generali Aspinali Oglander de yazdığı "Çanakkale Muharebeleri" kitabında
Sayfa 67 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Mustafa Kemal, Enver Paşa'ya yazdığı mektupta, Osmanlı askerlerinin bir Alman komutanın emrine verilmesine de karşı çıkıyordu. Bu tartışmalar sonunda Mustafa Kemal Paşa, 9 Ekim 1917 günü görevinden istifa ettiğini bildiriyordu. Zarlar atılmıştı. Kudüs düşmek üzereydi.
Selam olsun yoldaşlara
1917 Rusyası’nın Bolşevik Parti deneyimi, tarihin en iyi örneği olmaya devam ediyor. “Barış, Ekmek ve Toprak” sloganı, devrimci hareketin amaçlarını berraklaştırarak, olası en geniş kitlenin devrimci öncünün önderliğinde birleşmesini sağlamıştı. “Tüm İktidar Sovyetlere”, büyük bir doğrudan demokrasi ağı olan işçi, asker ve köylü konseylerini, eski devlet aygıtına alternatif konuma getirmişti. Ekim Devrimi, bu iki sloganın pratiğe geçirilmesiydi.
Asyalı bir toplum olmamızın getirdiği otoriteye ve baskıya kayıtsız itaat etme özelliğimiz olduğuna inanıyor musunuz? - Hayır. 1789, Batı'daki son önemli başkaldırıdır. 1848 başkaldırılarının son olduğu bilinmedi; 1848 Devrimleri başarısız oldu. Bundan sonraki bütün devrimler Doğu'da gerçekleşti. 1905 Rusya Devrimi, bunu izleyen Türk, İran, Çin devrimleri, 1917 Şubat ve Ekim Devrimleri, Çin devrimi, hepsi hepsi Doğu’dadır. Bütün bunlar varken, Asyalı insanın otoriteye başı eğik olduğunu söylemek, on dokuzuncu yüz yıl bir Avrupalı aldatmacası ve iftirasıdır. Asya’da otoriteye tepki yüksektir. Ancak Asya'da kalıcı düzen kurmakta başarısızlık yaşanıyor.
Sayfa 324Kitabı okudu
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
Henüz tamamlanmadı içi doldurulacak .. Animal You're an animal Don't take anything less muse Alegorik bir eser olan hayvan çiftliği 1945'te yayınlanan siyasi bir hiciv romanı olup; Stalin'i ve Kapitalizm'i eleştirmektedir. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık romanıdır. Kitabı okumuş veya okumamış
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,2bin okunma
Ürdün: Hâşimi Hanedanı
Ürdün monarşisi, Ortadoğu'daki çıkarlarına hizmet etmesi için İngilizler tarafından kuruldu. Diğer Arap monarşileri gibi, o da Peygamber soyundan geldiğini ilan etti -onunki, İslâmiyetin Mekke'de yayılışı sırasında Kureyş kabilesine mensup olan Beni Hâşim soyundan geliyor. Bu yüzden, ülke Ürdün Haşimî Krallığı ismini taşımaktadır (1950'ye kadar ise Transürdün olarak biliniyordu). Ürdün monarşisi doğuşunu İngilizlere borçluydu, zira krallık can çekişen Osmanlı imparatorluğunun dağılan parçalarından birisi oldu. Şerif Hüseyin b. Ali Hicaz'ın Arap yöneticisiydi ve Osmanlılar idaresindeki Mekke kutsal beldelerinin muhafızıydı. Türkler Birinci Dünya Savaşında Almanların yanında yer alınca, Şerif doğru adımı doğru zamanda atmaya karar verdi. Mısır'da İngiliz Yüksek Komisyoneri Lord Kitchener ile oğlu Abdullah vasıtasıyla temasa geçti, istediği, Türklere karşı ve Hâşimî yönetiminde bir Arap imparatorluğunun kurulmasına destek sağlamaktı. Kitchener'ın halefi Sir Henry McMahon bu diyalogu devam ettirdi. Ingilizlerin bazı üstü kapalı taahhütleri üzerine, Şerif Hüseyin Arapları harekete geçirdi ve 5 Haziran 1916 da Türklere savaş ilan etti. Oğlu Faysal, Albay T.E. Lawrence ile Türk garnizonlarına saldırdı ve Suriye'de gerilla savaşına girişti. Onların baskınları, General Allenby'ın 1917 Aralık'ında Kudüs'ü almasını kolaylaştırdı, buna karşılık Faysal 29 Ekim 1918'de Türkleri ülkeden çıkarttı ve kendisini kral ilan etti.
Sayfa 145 - İzKitabı okudu
Savaş Çıkmaza Girince Sultanla Hasbihâl
16 Ekim 1917 tarihinde Enver Paşa Sultan Hamid'i ziyaret etti. Sultan Reşad ve o esnada Türkiye'de bulunan Alman İmparatoru II. Wilhelm'in selamlarını iletti. Bu ziyaret vesilesi ile Enver Paşa'nın savaşın gidişatı ve ülkenin durumu hakkında Abdülhamid'e geniş bilgi verdiği anlaşılmaktadır.
Sayfa 342 - YeditepeKitabı okudu
Aradan iki dünya savaşı geçti.İktisadi bir depresyon caba,asrın başlarından beri Avrupa’yı tehdit eden ve 1914'te birdenbire patlak veren buhran,Avrupa’nın hakimiyetinin ve servetinin dayandığı dengeyi altüst etti.Dört yıl süren Avrupa “içsavaşı”,1917 Rus İhtilâli,liberal ve kapitalist sisteme altından kalkamayacağı darbeler indirdi. Eski düzeni yeniden kurmak huzurun altın çağına yeniden kavuşmak, 1914'den önceki yaşama sevincini canlandırmak için harcanan bütün gayretler bir işe yaramadı. Avrupa da,Avrupa’nın gücünü yapan sistem de çöküş halindedir. 24 Ekim 1929'daki Kara Cuma kapitalist rejimin dumanını attırmıştır. İstikbale güven kalmamıştır.Totaliter rejimler sahneye çıkmıştır. Onsekizinci asırdan beri Avrupa medeniyetinin temeli olan bütün liberal prensiplere veryansın edilmiştir. Gerçi buhranın yarattığı harabeler tamir edilmeden patlak veren İkinci Dünya Savaşı faşizmleri silip süpürdü,ama dünyanın ikiye ayrılması hızlandı ve sömürülen milletler bağımsızlık diye bağırmağa başladılar. Sömürge imparatorlukları çökmeye yüz tuttu.Latin Amerika’ya bağlı ülkeler doların hâkimiyetine karşı pek saygı göstermez oldular.
Sayfa 102
Reklam
3 ay sonra sosyalist Ekim Devrimi gerçekleşti.
Ve siz baylar, kapitalistler ve çiftlik sahipleri, banker­ler ve vurguncular, papazlar ve hafiyeler, halklar için zin­cir hazırlayanlar - zaferi çok erken kutluyorsunuz, Büyük Rus Devrimini gömmeye çok erken başlıyorsunuz. Devrim yaşıyor, ve bunu siz de hissedeceksiniz, bay me­zar kazıcıları. (24 Temmuz 1917)
Sayfa 134 - İnter Yayınları, 1989.Kitabı okudu
Dünya emekçi kadınlar günü
Dünya Emekçi kadınlar günü Amerikan Sosyalist Partisinin 28 Şubat 1909 tarihinde New York’ta bir kadınlar günü düzenledikten sonra, 1910 yılında Uluslararası Kadın Sosyalist Konferansı tarafından her yıl “Kadınlar Günü” olarak düzenlemesini önermiştir. 1917 Ekim devrimiyle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kurulmuş, kadınlar oy kullanma hakkı kazandıktan sonra 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar Günü olarak demir perdede kutlanmaya başlamıştır. 1967 yılında Feminst hareket tarafından benimsenen Kadınlar Günü, 1975 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kutlanmaya başlamıştır. Tüm dünya kadınlarının günü kutlu olsun.
Stosstrupp (Taarruz Kıt'ası) ve Rommel
"Alpenkorps adıyla kurulan bir dağ birliği, WDT ve Kraliyet Bavyera Piyade Muhafız Alayı'yla birlikte İtalyan hatlarındaki kilit bir noktayı hızla ele geçirmekle görevlendirildi. Bu kilit nokta, Matajur Dağı'nın hakim görüş imkanına sahip olan Kolovrat Sırtı'ydı. 24 Ekim 1917'de İtalyan ileri mevzilerinin ele
Milliyetler sorununun çözümü hakkında ellerinde bir kullanım kılavuzu olmayan Bolşevikler için bu politikanın belirleyicisi, genel itibarıyla parti liderinin ya da liderliğinin Marksist yorumlamaları içeren öğretileri olmuştur. 1901'den beri konuya ilişkin onlarca makale yazan Lenin, Ekim 1917 Devrimi gerçekleşene kadar temel itibarıyla Marksist teoriye oldukça bağlı kalmıştır. 1. Dünya Savaşı'nın yaşanacağı uluslararası siyasi ortamı iyi sezinleyen Lenin, dönemin tüm komünistlerini sömürülen/ezilen tüm ulusların, eğer isterlerse "kendi kaderini tayin" hakkını koşulsuz olarak tanımaya çağırmış ve bu sayede Marksist teorinin sahasını genişleterek savaş ortamını devrimlerin zemini haline getirmeyi hedeflemiştir.
Sayfa 54 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
1917 Ekim Devrimi'nden sonra, varlığıyla diğer uluslara bir seçenek sunup onları ortaklaşa toplumculuğa özendirerek Batı'nın uluslararası sömürüsünü kısıtlayıcı bir işlev gören Sovyetler Birliği'ni, dinsel gericilikle bölücülüğü 40 yıl boyunca dışından kışkırtarak 1984'de yıkan ABD önderliğindeki Batı, Sovyetleri alt ettiği 1984'den sonra, bu kez yeryüzünde yabancı sömürüsünü dizginleyici ulusal bağımsızlık devriminin ilk başarılı örneğini vermiş olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni karşısına almış, Sovyetleri yıpratarak yıkmakta kullandığı tüm yöntemleri, bu kez Türkiye üzerinde uygulamaya başlamış; Türkiye Cumhuriyeti'ni tıpkı Sovyetler Birliği gibi dinsel gericilikle, İslamcılıkla, bölücülükle yıpratmaya çalışmaktadır.
Sayfa 137Kitabı okudu
649 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.