Zülfü Livaneli’nin eserlerini seven bir okur olarak Livaneli’nin bu eseri de yine beni çok etkiledi. Başkanın adaya gelmesi itibari ile adanın yok oluşunu konu alan bir eser.
Doğadaki ekolojik dengeyi bozan her adımın başka kötülüklere sebep olduğu anlatılıyor.
Örneğin adadaki martıların yok edilişi yılanların çoğalmasına sebep olur. Çünkü martılar etçil bir hayvan türüdür.Ekolojik denge denen bir durum var ve bu dengenin ufak bir ayrıntısının bozulması her şeyi mahvetmeye yetiyor.
Hadi diyelim doğa karşıtı bir insansınız. Hadi diyelim ekolojik denge umurunuzda değil. "Ama bu savaşta kazanan insanlar değil doğa oluyor. Hayvanlar oluyor. "
Yani ne düşünürseniz düşünün ne yaparsanız yapın doğanın yapabilecekleri karşısında biz insanların yapabilecekleri daha sınırlı. Zaten bu tür kargaşalara da gerek olmamalı. Doğanın içindeyiz ve böyle bir nimete sahipken doğayı neden bozmaya kalkıyoruz?
Kitapta doğa anlattığı gibi devlet yönetiminin de nasıl işlendiğine de değinilmiş. Gerektiğinde özgür düşünceni dile getirmenin felaketleri engelleyebileceği de anlatılıyor. Aslında bu eser o kadar çok şey anlatıyor ki... Her sayfasını çevirdiğinizde yeni bir şey öğreniyorsunuz.
#kitapyorum
#Son Ada
#Ömer Zülfü Livaneli
Basında Yaşar Kemal'in önsözü verilen kitapta Livaneli'nin bu kitabıyla roman dünyasına büyük kapıdan girdiği anlatılmış. Livaneli çağdaşları arasında "Konu, romanı öldürür. " tezini çürütmus bu eseriyle.
Bir adada son derece doğal, basit ve mutlu bir şekilde yaşayan insanların hayatı kendisini otorite olarak gören ve sözde adaya medeniyeti getirmeye çalışan başkanın gelmesiyle alt üst oluşu anlatılmış. Kitap adeta "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar " dizeleri için yazılmış.Ekolojik dengenin insanoğlu tarafından nasıl bozulduğu ve yine aynı dengeye kavuşmalı için nasıl çırpındığı anlatılmış.
Kitaptan sevdiğim bir şiir...
Yasak tanımaz rüzgar
Zincir vurulmaz martıya
Bir de insanın kalbine
İnceleme yapmayı düşünmüyordum ama görüyorum ki böyle değerleri eserleri okuyanlar sitede çok azız ondan incelememi kısa yapıp bitirmek istiyorum.
Mehmet Uzun,Ahmed Arif, Yaşar Kemal okumak iyidir ama yeterli değildir. Ramazan Çeper gibi hem bedel ödeyen hem de o şartlarda üreten insanın değeri kat be kat 3 isimden daha fazladır.
Edebiyat tarihi akımları üzerine devrimci eleştiri yapar ve yerine kendi Demokratik, Ekolojik, Cinsiyet Özgürlükçü paradigmasiyla edebiyat nasıl olmalı ne içermeli üslup nasıl olmalı gibi soruları yanıtlar ve sömürge edebiyat nasıl ilişkilidir güzel bir açıklamasını yapar.
Yazılacak çok şey var oldukça yoğun bir kitap ne denirse yarım kalır. Okuyun okutun.
SİSİN SAKLADIKLARI/MİYASE SERTBARUT
Merhabalar, uzun zamandır kalemini merak ettiğim #miyasesertbarut’un sonunda bir kitabını okumayı başardım. Bugünkü kitabımız yazarın #sisinsakladıkları.
Kitabın orijinal bir konusu var. Güncel, anlaşılır bilimsel bilgiler ile konuyu daha ilgi çekici hale getirmiş yazar. Anne ve babası boşanmış, annesi
Ursula K. Le guin ile tanışma romanımdı bu kitap Güzel bir ekolojik fantastik toman diyebilirim öyle bi' kategori varsa eğer tabi Avatar'ın da ilham kaynağı olduğu biliniyor Dünyaya Orman Denir'in. Dünyanın kitaptaki adıyla Arz'ın artık yaşanamaz bir çöle dönmesi sonucu ağaçlarını kaynak olarak kullanacakları bir gezegende koloniler kurup halkını köleleştiren ve orayı da çölleştirmeye başlayan Arz halkının hikayesi.. Dostluk ve barış içinde yaşayan, öldürmek nedir bilmeyen ve ormanın onlar için Dünya demek olduğu bir halka kendi pisliğini bulaştırmak bu insanların en büyük zaferi.. Güzel bir kitaptı ama fantastik romana ilgimi artık kaybettiğimi de fark ettim okurken.. Fantastikseverseniz tavsiye ederim
Rekabet olgusunun her anlamda hissedildiği, ebeveynlik hataları ve kuşak bunalımlarının yanı sıra soya çekimin engellenemez direncini içeren, ABD'nin Irak üzerindeki cesur isteklerinin altında yatan sebeplere değinen, ekolojik döngü, kömürle çalışan termik santraller, daha çok maden araması daha çok tahribat ve daha çok maskelenmiş sayısız yalan içinde aile olmaya çalışan, bağımsızlık ya da özgürlük adı altında aslında nasıl da kısır döngü ve hiçlikle karşılaşıldığını anlatan bunun yanında da arzuların, çabaların ve direncin nasıl sonuç verebileceğini gösteren, nüfus artışı, yaşanabilir alan yaratmak isterken insan dışındaki diğer canlıların hayatlarına nasıl müdahale edilip hiç sayıldığı, çevreci korumacı, hatalar ve olgular üzerine harmanlanmış çok çok iyi bir eser. Tavsiyedir.
