Öfke şeytandır,şeytan ateştendir, ateşi su söndürür..
Sinirlenince hep abdest alırdı. Günde 20 defa abdest aldığını görmüşüzdür.O sinirlerini abdest ile söndürürdü diye düşünüyorum..
.....Türkiye için ne çalışmalar yapılacak, Siyonizim ne yapıyor , ne yapmak istiyor? Gündemi bunlar işgal ediyordu. Bütün bu sorunları kavrayıp çözüm üretebilmek için, kendi deyimi ile 7 haslet olması gerekiyor. Bu hasletlerin hepsi Erbakan Hocamızda mevcuttu. O 7 hasleti de kendisi şöyle sayardı; 1) Bilgi birikimi 2)Devlet tecrübesi 3)Hidayet 4) Feraset 5)Dirayet 6) Şuur 7) Vizyon Kendisi konuşmalarında , bu 7 haslet kendisinde olmayan kişi, Türkiye ' yi yönetemez! derdi...
Reklam
Bütün bunları bilip hissedince heyecanlanmamak mümkün müdür? Cûşu hurûşa, galeyana gelmemek mümkün müdür?
O zaman Hocamıza çok şeyler sorma imkanımız olmuştur. Mesela bir yerde bir inşaat yapıyoruz,adam işi yarım bırakıp gidiyor. Mesela bir yerde sıva Var, bir metre kalmış , adam bırakıp gidiyor. Çıldıracak duruma geliyoruz ben hocama arz ettim, - Hocam niye bu insanlar böyle yapıyor ? Dediğim zaman; - Ahiret inancının zayıflığından dolayı oluyor. Cevabını vermişti..
Akıl tek başına bir işe yaramaz. Önemli olan imanın emrindeki akıldır ki biz buna zihniyet diyoruz.
Sayfa 108Kitabı okudu
O gazate de bir yazı görmüştüm. Odalar Birliği Genel Sekreteri Necmettin Erbakan, Faiz memlekete zararlıdır, faizin kaldırıma düşürülmesi, hatta kaldırılması lazım, diye bir beyanatı vardı...
Reklam
Mehmet Altınöz anlatıyor; "Bir gün şöyle bir söz söyledi: -Demokrasi dediğiniz nedir biliyor musunuz? Hırsızların ekseriyette olduğu bir koğuşta, hırsızlık suç olsun mu, olmasın mı, oylaması yapmaktır. Hırsızların ekseriyette olduğu bir koğuşta bu oylamayı yaparsanız " hırsızlık suç olsun" neticesi çıkar mı? Asla çıkmaz!!"
- Hocam bazı insanlara bir şey anlatıyorsun, anlatıyorsun ama anlamıyorlar. Bunun sebebi nedir? Bana dedi ki; - Önce kendin yanacaksın ki, başkasını yakabilesin! O zaman anladık ki eksiklik biz de imiş. İnanmadığımız ,yaşamadığımız bir şeyi başkasına anlatamayız...
Tarihte Sarıkamîş ibata manevrası ismiyle anılan ve bizzat Enver Paşa tarafından hazırlanan bu parlak planın başarılı bir şekilde hayata hayata gecirilebilmesi için çok önemli bazı hususlar hesaba katılmamıştır. Oncelikle koca bir ordunun geçeceği kuzey yayi üzerinde keçi patikalarindan baska bir yol yoktur. Bu yoldan bırakınız topların teçhizatın ve arabaların geçirilmesini, yayaların bile geçmesi çok zordu. İkinci olarak kişın en şiddetli bir sekilde hüküm sürdüğü aralık ayı içinde bulunulduğu hiç hesaba katılmamıstı. Hem yol vermeyen hem de kışın hüküm sürdüğü Allahuekber Dağları eksi 30 ila 45 derecelere kadar düşen ısısı ile tam olarak bir ölüm geçidi oluşturuyordu. Nitekim 120 bin mehmetcikle bu dağlara tırmanan Enver paşa tek bir kurşun atmaya bile fırsat bulamadan yaklaşık 90 bin kişiyi dondurarak şehit etmek suretiyle kar ve buzların arasına kurda kuşa yem olmak üzere terk ederek Sarıkamış'a kendilerini beklemekte olan Rus kuvvetlerinin kucağına düşmüş kendi canını zor kurtararak İstanbul'a dönmüştü. Hayatta kalmaya muvaffak olan askerlerimizin de bir çoğu eli ayağı donarak sakat kalmış, bir kısmı dizanteri hastalığından telef olmuş, bir kısmı da ruslar tarafından esir edilerek bir daha dönmemek üzere Sibirya'ya götürülmüştü.
Sayfa 22
194 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.