Kitap Tavsiyesi 1
İsmet Özel Üç Zor Mesele
Savaş Barkçın Osmanlı Aklı
Mustafa Gündüz Maariften Eğitime
Ahmet Şimşirgil Osmanlı Gerçekleri
Turgut Cansever İslam'da Şehir ve Mimari
İhsan ŞENOCAK Kuran Müslümanlığı
Kemal Sayar. Merhamet Devrimi
Ali Eren Dinde Deformistler
Peyami Safa Objektif serisi
Kadir Mısıroğlu Hayat Felsefesi
Ekrem Buğra. İslam Hukukunda Değişmeni Sınırı
Özgür Bolat Beni ödülle cezalandırma
Ahmet Maraşlı Zekadan Dehaya
Ahmet Gültekin 4000 Sünnet
M. EMİN Yıldırım Neden Siyer Öğrenmeliyiz
Doğan Cüceloğlu Öğretmenim bir bakarmısın?
Gustave Le Bon Kitleler psikolojisi
Gatto. Eğitim bir kitle imha silahı
Adamlar şarkı söyleyerek gidip geliyorlar.Dertli insanların ağlamaları kesildi.Sehirler yeniden iskan ediliyor.Bağına asma diken adam, üzümünü yiyecek.Tanrı Ra, Mısır 'a geri döndü.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, küçük yaşta kemik hastalığı geçirmiş olan Peyami Safa'nın hayatından izler taşımaktadır. Kitapta da kahramanımız bir kemik/eklem hastalığı olan Tüberkülozis Osteoartrit hastasıdır. Kitabı okuduğunuzda hasta psikolojisinin ne olduğunu çok iyi anlıyorsunuz. Peyami Safa'nın usta kalemi, kurduğu etkileyici cümleler ile sizi
Hadis karşıtları ne yapmak istiyor?
Yazar Profesör Dr Mehmet yaşar Kandemir..
1.Hadis karşıtları Maide Suresi 3 ayeti 'bugün dininizi Kemale erdirdim'i öne sürerek hadise,sünnete ihtiyaç bulunmadığını söylüyorlar.Allahü Teala'nın peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Kuranı Kerimi açıklama görevi verdiğini hadis ve sünnetin bunu yaptığını
Akp'nin neden gümbür gümbür gittiğini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışmıştık,
inandıramamıştık, tekrar gayret edelim.
★
1930-40 arasında dünyaya gelenlere “sessiz kuşak” deniyor.
Savaşlar, kıtlıklar, ekonomik ve siyasi krizler, dünyanın bütün çilesini çektiler desek, yanlış
olmaz.
Gelenekselcidirler, risk sevmezler, iş ahlakı en yüksek
Kurban
Evet, eğer namazların arkasında, hususan bayram namazlarında, bir anda Allahuekber diyen yüzer milyon insanların sesleri, âlem-i gaybda ittihad ettikleri gibi, âlem-i şehadette dahi birbiriyle ittihad edip içtima etse, küre-i arz tamamıyla büyük bir insan olup, azametine nispeten büyük bir sadâ ile söylediği Allahuekber’e müsavi geldiğinden, o muvahhidînin ittihadıyla bir anda Allahuekber demeleri, küre-i arzın büyük bir Allahuekber’i hükmüne geçiyor. Adeta bayram namazlarında âlem-i İslâmın zikir ve tesbihiyle zemin zelzele-i kübrâya mazhar olup, aktâr ve etrafıyla Allahuekber deyip, kıblesi olan Kâbe-i Mükerremenin samimî kalbiyle niyet edip, Mekke ağzıyla, Cebel-i Arefe diliyle Allahuekber diyerek, o tek kelime, etraf-ı arzdaki umum mü’minlerin mağara-misal ağızlarındaki havada temessül ediyor. Bir tek Allahuekber kelimesinin aks-i sadâsıyla hadsiz Allahuekber vuku bulduğu gibi, o makbul zikir ve tekbir, semâvâtı dahi çınlatıp berzah âlemlerine de temevvüç ederek sadâ veriyor.
İşte, bu arzı böyle kendine sâcid ve âbid ve ibâdına mescid ve mahlûklarına beşik ve kendine müsebbih ve mükebbir eden Zât-ı Zülcelâle, yerin zerrâtı adedince hamd ve tesbih ve tekbir edip ve mevcudatı adedince hamd ediyoruz ki, bize bu nevi ubudiyeti ders veren Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmına ümmet eylemiş.