“Bilmeni isterim ki niyetimi sorgulamana kızmadım bile. Benimle bu şekilde konuşman beni rahatsız etmiyor. Küçük adamların fikirlerini önemseyecek kadar özgüven eksikliğim yok. Hepsi bu kadar olsaydı görmezden gelebilirdim. Ondan bir kez bahsettikten sonra dursaydın, sadece aşırı şişirilmiş özsaygınla buradan çıkıp gitmene izin verirdim. Ama sonra ona hakaret ettin. Onun irkilmesine neden oldun ve sonra da onu tehdit ettin. Bunu unutmayacağım.”
Doğdum bir yuwaya,
daha o yuwayı kawrayamadan ışınladılar beni bambaşka bir yuwaya..Gel de alış dedim kendi kendime bi baktım alışmışım adımlarım büyüdüğümü hissettircesine daha çok ses çıkarıyordu..
Binbir ses geliyordu etrafımdan her şeyi duyuyordum her sese koşuyordum.Yetişiyor yetişemiyordum..Dönüp durdukça başkalarının doğruları benim yanlışlarımı doğurmaya sebep oluyordu.
Gözümü açtığım yuwaya doğduğum gündeki çaresizliğe benzer bir şekilde geliyordum ki bu sefer bebek değil bedenen kocaman olmuş ruhen hala o bebektim aslında.Hala o bebeği büyütmeye çalışıyorum ama asıl büyümem gereken zaman doğduğum gündü en büyük eksikliğim orda başlamıştı we ben o gün büyüseydim bugün büyümeye çalışırken bu kadar eksik kalmazdım belki de..
Elindeki tüfeği işaret etti Musa;
"Şu yaşadıklarımızın fotoğrafını çek deseler tam 12'den çekerdim Raid!
Ki ben; hiçbir zaman sevmedim silahları, düşün!
Gördüğün gibi kullanmayı da bilmiyorum.
Ne yapayım bu da benim eksikliğim olsun!"
Ardından boynunda asılı duran fotoğraf makinesini alıp uzattı;
"Al bunu Raid. İçi çığlık, acı, gözyaşı dolu...
Ama sen, en zor karede bile umudun izini sür. Ve tüm dünyaya ulaştır. Vicdanın varlığını hatırlat onlara.
Belki bir masumla göz göze gelir de uyanır insanlık!"
Merhaba
Hasan Ali Toptaş ile geçen sene tanışmıştım sanırım. Popülerliğinin giderek artması sosyal medya vs. ile muhtemelen yoksa gerisi benim eksikliğim :) ama asıl tanışmam Doğan Hızlan ile olan Karalama Defteri programında oldu. Kuşlar Yasına Gider kitabını da bu vesile ile edindim ve dün başlayıp bugün bitirebildim. Programdaki mütevazi,