1960'lı yıllarda İlkokullarda okutulan Âdâb-ı Muaşeret Dersinden 21 Kural 🙂🕊️
📍Ayakta bir şeyler yiyip-içilmez.
📍Eleri pantolon cebine sokulmaz.
📍Başkasının kusuruyla alay edilmez.
📍Emânet eşyalar fazla geciktirilmez.
📍Pazarlık yaparken mal kötülenmez.
📍Telefon eden, önce kendisini tanıtır.
📍Kalabalık yerlerde sakız çiğnenmez.
📍Hiçbir yere
1-İzni alınmadan kimsenin fotoğrafı sosyal medyada paylaşılmaz.
2-Samimi olunmayan kişiler sosyal medyada çekilişlere etiketlenmez.
3-Mecbur kalınmadıkça insanlar gece ve erken saatte aranmaz.
4-Yollarda yayalara öncelik tanınır, gereksiz yere kornaya basılmaz.
5-Ekmek el ile değil,göz ile seçilir.
6-Kaldırım,kapı gibi geçiş noktalarına araç
Mustafa Kutlu; Erzincanlı bir öğretmen, yazar, yayın yönetmeni ve senarist. Kendine has hikâyeciliğiyle nam salmıştır. O, açık bir sadelikle ele aldığı hikâyelerinde abartılardan, uzun betimlemelerden, sanatlardan kaçınarak ''hikmet''in peşinde koşar. Yaşanan bireysel ve toplumsal çarpıklıklardan hikmetler devşirmeyi kendine vazife bilir. Bizi biz
Peki nedir Âdâb-ı Muaşeret?
Âdâb-ı Muaşeret kısaca çocuklara insan olmayı öğretiyordu.. İşte o dersin konularından bazıları;
- Ayakta bir şeyler yiyip içilmez.
- İnsanların yanında eller pantolon cebine sokulmaz.
Hicretten 3 sene sonra Ahzap suresi,
5 sene sonra Nur suresi ile tesettür hükmü Rabbimiz tarafından ortaya konulmuştur.
Çok kısa ve özet olarak izaha net bir şekilde burdan ulaşabilirsiniz
youtube.com/watch?v=Ix73QaV...
‼️NUR suresi tesettür emri ilk önce biz erkekleredir.
(Ey Resûlüm!) Mü’min erkeklere söyle; gözlerini (haramdan)
"Ebû Zekeriyya en-Nevevî’nin (676/1277) İslâm ahlâkını ve âdâbını öğretmek
maksadıyla derlediği ve 1.900 hadisi on sekiz bölüm hâlinde topladığı Riyâzü’s-Sâlihin adlı eser de tarih boyunca geniş halk kitleleri tarafından büyük ilgi
görmüş; iman, ibadet, ahlâk, âdâb ve muamelât konularındaki hadisleri içeren
muhalled bir eserdir. Birey ve toplumun ihtiyaçlarına İslâm’ın iki ana kaynağı
ışığında çözüm üretme yollarını anlatması bakımından insanlar için bir rehber
olan bu eser, asırlarca İslâm dünyasında Müslümanların el kitabı olma özelliğini
korumuş, bu sebeple olsa gerek Kur’an-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap
olduğu ifade edilmiştir. Eserin İslâm dünyasında bu derece revaç bulmasında
elbette hem derlenen hadislerin hem de yazarın kişiliğinin, ihlas ve samimiyetinin rolü büyük olmuştur."