Eger toplumda "Aile" diye bir kavram olmasaydı,
Bireyler kendi ayakları üzerinde durmak için daha büyük çaba göstermek zorunda kalırlardi.
Belli bir yasa kadar bir himaye altında kalmak zorunda olmaz , kendi kararını vermek ve hayatta bir vazife edinmek icin daha cok gayet ederlerdi.
- toplum baskısı denen şey olmazdı.
- el alem ne der ? Gibi bir soruyu kimse kimseye yoneltmezdi.
- insanlar daha az bencil olup birbirlerine destek olmaya calisirlardi. "Ne de olsa ailem var " 'Sadece ailem onemli " " ne yaparsam yapayım herkes gider ailem kalır "gibi cümleler yerine , kan bagi olmayan insanlara güvenmek icin , bağ kurabilmek için daha çok cabalarlardi.
- insanlar birbirleri üzerinde " söz hakkına sahip- mis " gibi davranamaz, hayat boyunca zorunluluktan birini , "alttan almak" , " kabul etmek " zorunda olmazlardi.
- bir karar alırken kararın sahibi yalnızca bireyin kendisi olurdu.
Ve daha bir çok şey.
Bu düşünce ile hayatta, aile olmadan " anne - baba - çocuk " ilişkisi nasıl kurulur ve nasıl aile bagi kurulmadan yürütülür kısmı ve düşünüldüğünde günümüzde ezbere söylenen " toplumu aile ayakta tutar " klisesinin bireyler üzerinde ne derece yaptırımı olduğu "tartışılır."