İnsanın kaygıları bitmek,tükenmek bilmiyordu işte! "El alem bana ne der?" endişesi ölümle bile son bulmuyordu...
"El alem ne der?" sendromunu rehber almak yerine, yüreği rehber almak gerektiğini, o taktirde hayatı daha kavrayacı yaşamanın mümkün olduğunu öğrendim...
Reklam
"El âlem ne der?" değil kardeşim, El-Âlim ne der?
"Peki, şahsiyet olmayı başarmış biri 'el alem ne der', ' toplumun beklentileri nedir' konularını hiç hesaba katmaz mı?" Yakup bey gülümseyerek yanıtladı. "Tabii katar. Diğerlerini ve toplumu kesinlikle hesaba katar. Bir şahsiyet olmayı başarmış kişi, hem kendini hem diğerlerini ciddiye alır ve önemser! Ama, 'başkaları ne der' derken, 'ben ne derim'i önemsemezlik yapmaz. Kendi özüyle tutarlı olduğu için, kişinin kendine tanıklığı, diğerlerinin ne söyleyeceğinden daha önemli ve acildir..."
Sayfa 47
El alem ne der ? Sözü kadar duvarları yüksek bir hapishane varmı? Alıntı.
Doğduğum kasabaya her yıl, eylülün ilk günlerinde giderim. Sözünü ettiğim günler, üzüm toplama vaktidir çünkü; üzüm tanelerinin duruşunda, tadında ve renginde yankılanan çocukluğumu seyretme vaktidir. Baklan Ovası'nı ikiye bölen Denizli-Uşak yolundan ayrılıp Beşparmak Dağı'nın dibindeki kasabaya doğru yöneldiğimde, her defasında tuhaf bir heyecan
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.