"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Sırça Köşk, bir dönemin yasaklı kitaplarından. Okumadan önce neden yasaklı olduğunu tahmin etsek de okuduktan sonra gerçekler neden yasaklanır ki diye düşündürüyor.
Bu kadar mı sevmiyoruz gerçeğin anlatılmasını?
Bu kadar rahatsız eden ne?
Gerçekle yüzleşememek niye?
İfade etmeyince, anlatmayınca geçip gidecek mi öylece?
Sabahattin Ali,
Yazar Nicos Kazancakis önemli bir felsefe, düşünce insanıdır. Hayatının bilinirliği açısından hak ettiği yerde olmadığını söyleyebileceğim, yaşama dair ciddiye alınması gereken düşünceleri olan bir yazarın kitabıyla muhatap olacağınızı kitabı okumadan önce bilmeniz gerekiyor. Osmanlı vatandaşı olarak doğup Yunan vatandaşı olarak ölmesi, yaşadığı
Terk Etmeniz Gereken 9 Cümle: 🙂🕊️
📍Ben yapamam.
📍Artık çok geç.
📍Başkaları ne düşünür?
📍Ya yapamazsam?
📍Böyle gelmiş böyle gider.
📍Benden bir şey olmaz.
📍Çok mutsuzum.
📍Kendimi değersiz hissediyorum.
📍El alem ne der?
#alıntı
Kitabı yorumlamaya öncelikle yazarlarımızı tanıtarak başlamak istiyorum.
Bekir Develi aslında herkesin tanıdığı bi isim Ramazan da özellikle sık sık görüyoruz.Gezi, belgesel, yarışma sunuculuğunu yapıyor.Bu kitabın bilgi sahibi bir modda moderatörü denilebilir.
Muhammed Emin Yıldırım aslına bakarsanız bu kitabın yapımı için konuşulabilecek en doğru insan
Hepimiz biliriz değil mi Şerife Bacı'nın hikayesini? Ya da bildiğimizi sanırız yalnızca! Bildiğimiz yalnızca İstiklal Yolunda mermi taşırken donarak öldüğü. Ne evvelini biliriz ne ahirini!
Şerife...
15 yaşında bir kız çocuğu.
Kız çocuklarının kadın olarak görüldüğü, fikirlerini sormanın ayıplandığı bir dönemde yaşamanın yükünü yaşıyor
Rıfat Ilgaz'a bir röportajda "Nasıl bu kadar güldürebildiniz," diye soruyorlar, o da cevap veriyor: "Ben çöken eğitim sistemini anlattım. Hepimiz bu ölen sisteme bakarak güldük."
Sıdıka
Çöken dünyanın,
Kokuşmuş adetlerin,
Erkek hegemonyasının,
Kadına psikolojik, fiziksel şiddetin,
İnsanları düzen
bir kız çocuğunu överken " erkek gibi kız " dediler ya da " Yalnızlık Allah'a mahsus dediler " öyle dediler, böyle dediler "El alem ne der " dediler, dediler de dediler... Derken biz kendi sesimizi duyamaz olduk.
"Demek ki sevgili dostum, el âlem bizim için ne diyor diye o kadar kaygılanmamalı, sadece doğrulardan ve yanlışlardan anlayan uzmanın ve onun sözlerinde ifade edilen gerçeğin diyeceklerine önem vermeliyiz."