Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
195 syf.
9/10 puan verdi
-Spoiler içermez-
Gelin sizi Bay Demba ile tanıştırayım. Kendisi bir hırsız. Ama hırsız dedim diye kestirip atmayın hemen öyle, çaldığı şey bir kitap. Bir değil üç kitap. O çalmasa, tozlu raflarda yıllarca el değmeden bekleyecek olan kitaplar, Bay Demba'nın eline geçince, araştırmalara konu olurlar. Bay Demba üniversite mezunu bir özel ders
bir yaz gecesi rüyası, william shakespeare’in komedi unsurları da içeren kısa bir oyunudur.
ben türkiye iş bankası kültür yayınları’nın 13.basımından okudum. klasikleri bu yayınevinden okumayı seviyorum. hele ki shakespeare çevirisini bilmediğim bir yayınevinden okumak istemem. bu konuda çevirinin yanı sıra oyuna ve oyunun yazıldığı döneme dair
EŞSİZ BİR EVREN
İlginç bir eserdi okuduğum. "İlginç" kullanabileceğim sıfatlardan sadece bir tanesi. Bunun yanına "çarpıcı"yı da ekleyebilirim ve ekledikçe de eklerim.
İki psikopatı gözetlemek ve yaşadıklarına tanıklık etmek herkese nasip olmaz, dolayısıyla kendimi şanslı sayıyorum. Ama şunu da itiraf etmeliyim ki çok korktum, onları gizlice
İnceleme + Notlar
İnceleme:
Kitap benim gözümde muhteşem yazılmış.Ruh var , maneviyat var, aşk var…
Bu eşsiz yazısından Dolayı Rahmetli Yazar Mustafa Necati Bursalı Hoca’dan Allah razı olsun. Hz. Fatıma annemizi Muhteşem bir şekilde anlatmış.Konu başlıklarına ayırmış, gayet net ve gayet açıklayıcı bir kitap.Bu yazarın Daha önce okuduğum kitapları da çok
Selam sevgili okur!
Uzun zamandır okuduğum en yalın ve etkileyici eserler arasında yerini aldı. Okurken şunu bir kez daha fark etmeme neden oldu aslında tam da bu yüzden, sade bir anlatım olduğu için bu kadar etkileyici. Tıpkı yaşamın kendisi gibi. Yeni bir güne uyanmak, sokakta yürürken adım atmak ya da canın yandığında ağlamamaya direnirken
Kitapta, Moskova Üniversitesi'nde matematik profesörü olan S. A. Raçinski'nin işinden istifa ederek köyünde sıradan bir öğretmen olmak istemesi anlatılıyor. Raçinski, köyünde yaşadığı zorluklara rağmen vazgeçmiyor ve birçok öğrencinin hayatını değiştiriyor. Gelecek nesillere ışık tutarak onların iyi yetişmesi için yardım ediyor.
Bir öğretmen bir toplumu kalıplaşmış yaşantılarından uzaklaştırabilir. Birçok konuda fedakârlık yapıp gelecek nesiller için elinden geleni yapabilir.
Ben genel olarak kitabı çok beğendim. Kitap kısa olsa da verdiği mesajlar çok güzel. Okunması gereken bir kitap. Özellikle öğretmen ve öğretmen adaylarına tavsiye ediyorum.
Kitapta en beğendiğim alıntılar:
"İnsanlara düşünmeyi öğretmiyorlar. Hayatın anlamını çözmeyi öğretmiyorlar. Halk ruhunun gücünü hissettiremiyorlar. Ve milyonlarca insan tıpkı milyonlarca verimli toprağın el değmeden ıssız bırakılması gibi kendi hâline bırakılıyor." (s.10)
"Halkın zihnindeki karanlık deryanın dağılması için büyük ve parlak fenerlere ihtiyaç vardır. Ve ben, doğduğum köyde bir aydınlık feneri olmak istiyorum." (s.15)
"Mezun olmak ve diploma beklemek istemiyorum. Akademi, öğrencilerin ruhuna bir şey kazandırmıyor." (s.46)
"Mucize hak edilmelidir." (s.50)
"İlk zaferiniz öncelikle kendiniz olmalıdır. Kendinizi zehirlemeyin. Sağlığınızı koruyun. Kanınızı, beyninizi ve kalbinizi temiz tutun." (s.55)
"Rusya'da ve başka ülkelerde, bir değil onlarca, yüz binlerce Raçinski olsaydı, bütün halkın on, yirmi, otuz yıllık yaşamı tamamen değişicekti. Bu bir mucize olurdu. Yepyeni bir nesil doğabilirdi." (s.65)
Öyle bir eser ki nerden anlatmaya başlasam yarım kalacak. Okuyunca bile yeterince derine inememiş hisse verecek ve tekrar okumak isteyeceksiniz…
Eserde Mehmet, arkadaşı Faruk, eline bile değmeden sevdiği Çiğdem, ayrı yaşadığı babası ve içine işleyen yaralarını bulacaksınız.
Eser hem şimdiki zaman; Mehmet’in üniversite yılları, hem de çocukluğunda yaşadıklarını konu alıyor. Hem el yazısıyla yazılmış bir günlükten notlar, hem de kendini ikna etmeye çalışan birinin yazılarını içeriyor. Zamanlar arası, günlükler arası git gel yaparak Mehmet’i anlamaya çalışıyoruz. Onu yaralayan kim? Nasıl bir ailede yaşadı? Kimi ikna edeceğiz? Başlarda kafanızda soru işaretleri ile okuduğunuz bu eser, derine indikçe, gerçekleri göstermeye başlıyor ve az da olsa Mehmet’i anlamaya çalışıyorsunuz.
Güray Süngü; kalemi, kurgusu bambaşka bir yazar. Okuduğum her kitabını tekrar okuyabileceğim ve her okuduğumda da başka ayrıntılar bulabileceğim, katman katman içine girdikçe çoğalan, etkileyen bir üsluba sahip. Bu eserini de oldukça akıcı bir şekilde kaleme almış. Okurken sizi merak ettiren, sonuyla da hayal kırıklığına uğratmayan bir eser. Ben çok severek okudum, sizlere de tavsiye ederim.
İmkansız aşk..
Fedakarlık...
Güzel betimleme..
Çok güzel bir roman..
****Düşüncelerimde okşadığım, ruhumda öptüğüm güzel çiçek! Ey benim dalında el değmeden, başı dimdik, mağrur ve yapayalnız duran, beyaz ve mis kokulu zambağım..
***“O günden itibaren Kontes artık sevgili değil, en sevgili oldu. Kalbimde, orada kendine bir yer isteyen, özveriyle ya da şehvetle iyice oraya yerleşen bir kadın gibi yer etmedi. Hayır, bütün kalbe sahip oldu ve onun düzgün çalışması için zorunlu bir şey hâline dönüştü.
Tüm yorumlarda bu kitap çok beğenilmiş ve güya naif bir aşkı anlatıyordu. Çok duygulancaktım falan vs.
Fakat üzülerek söylüyorum ki hiç beklentilerimi karşılamadı.
Üstüne bir de aldatmayı haklı ve masum gösteren bir güya aşkı romantikleştirip önümüze sürmüşler.
Kitap bana göre basit ve vıç bir aşk romanıdır. Benim gibi böyle şeylere tahammülü olmayanlar okumasın bence.
--spoiler--
Hele ki bir de sanat eserlerinin haline bürübüp karşı apartmanın camından kendini gösteren bir sevgili düşünün. Bunun açıklaması da şu; el değmeden aşk yaşıyorlar uzun süre dayanıyorlar vs. Bana göre kesinlikle bunun masum bir aşkla uzaktan yakından alakası yoktur.
Neden bu kadar kitabı yerdin diyecek olursanız da gerçekten öyle güzel şeyler okudum ki kitap hakkında böyle naif olacak ve eski zamanları aratacak diye düşünüyordum, içimi çekip ah be ne aşklar var diyecektim. Fakat aksi gerçekleşti.
Belki beğenirsiniz arada güzel cümleler geçiyor belki hislere tercüman olabilecek cümleler bulursunuz. Ama ötesi olmaz
Keyifli okumalar diliyorum :)
Barnabas İncili'nin Müslümanlar tarafından yazılmadığının bir delili de şudur: Hz. Peygamber'in dünyaya gelişinden 75 yıl önce (M.S. 496), Papa I.Gelasius döneminde 'yanlış ve dini düşüncelere aykırı kitaplar' adı altında hazırlanan listede (-Decretum Gelasianum-), Barnabas İncil'inin adı geçmektedir. Ayrıca 7'.nci yüzyıl öncesinden günümüze gelen
