Her mahlukun olgunluğu da vardır kusuru da, fenalığı da vardır iyiliği de. Her kim kötülüklerden tegafül eder de iyilikleri yalnız zikrederse, el-Ğaffar isminden nasibedardır.
HATÂ'DAKİ İLÂHÎ HİKMET...
- " (...) El Gaffar: Günahları örten, günahları bağışlayan. Allah'ın 99 güzel isminden. Âdem ile Havva'yı Cennet'ten indiren HATA'daki İlâhî hikmet, onları EFENDİ yapmak içindir..."
Sayfa 793 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ey hiçbir nur hiçbir cihetle Onun nûruna misil olamayan Nûr-u Mukaddes ve Muallã olan Allah' im! Sen aczden ve şerikten münezzeh ve mukaddessin. Senden baska ilâh yok. El-aman, el-aman! Bizi (ve Ali'yi) Cehennem ateşinden kurtar. Bizi (ve Ali'vi) iyiler zümresiyle beraber Cennete koy. Bizim kalblerimizi ve onun kalbini, bizim kabirlerimizi ve onun kabrini iman ve Kur'ân nuruyla nurlandır, ya Rahim, ya Gaffâr!
El-Gaffâr
Bu kelimenin kökünde örtmek manası vardır. Yani Allah , çok örtendir , demektir. Allah insanların başkaları tarafından görülüp bilinmemesi gereken şeylerini örter , gizler. Tabiî bunun başında günahlar gelmektedir. Biz bunu Türkçe 'de bağışlamak kelimesiyle ifade ediyoruz. Eğer dünyada işlemiş olduğumuz her günah ahirette açığa çıkacak olsaydı, halimizi anlatacak kelimeler bulamazdık. Ne var ki , yüce Allah bu ismiyle tecelli etmekte ve kullarının günahlarını örtmekte yani bağışlayıp affetmektedir.
El-Gaffâr: Günahları tekrar tekrar, çokça bağışlayan, mağrifeti pek bol olan ve affeden demektir.
Sayfa 49 - Ecrin YayınlarıKitabı okuyor
El Gaffar Daima affedici olup mağfireti, bağışlaması sonsuz olan, yeniden işlenen günahları örten ve affeden.
Reklam
El-Gaffâr
Allahım, el-Gaffar ismin hürmetine, benim bile keşfedemediğim, bende yarattığın tüm güzellikleri açığa çıkartmam için bana yol göster! Bende var olan çirkinlikleri de yok et, beni onlardan uzaklaştır! Eşimin ve çocuklarımın güzel şeylerini gören bir kalbe sahip olmayı bana nasip eyle!
Sayfa 34 - Aile YayınlarıKitabı okuyacak
İbni Ferhûn el-Kurtubi (Rahimehullah), Rasûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve sellem) e salât-ü selâm okumakta bulunan on kerameti şöyle sıra- lamış ve her birinin ardından delilleriyle birlikte izahat yapmıştır. 1- Melik-i Cebbâr Teâlânın salâtı. (Allâh- u Teâlâ'nın salât ve rahmetine nâil olmak.) 2- Nebiyy-i Muhtarın şefâati. (Seçilmiş peygamberin şefâatine ulaşmak.) 3- Meläike-i Ebrâra ittibâ. (Kıymetli meleklere uymak. Çünkü onlar da salât ederler.) 4- Münafıklara ve kâfirlere muhalefet. (Çünkü onlar salevât-ı şerîfe getirmezler.) 5- Günahların ve hataların silinmesi. 6- İstek ve muratların görülmesine yardım. 7- Zavâhir ve esrârı tenvîr. (Dış ve iç âlemleri nurlandırmak.) 8- Dâru'l-bevâr'dan necât. (Helâk yurdu olan cehennemden kurtuluş.) 9- Dâru'l-karâr'a duhûl. (Ebedî yerleşme yurdu olan cennete giriş.) 10- Rahîm-i Ğaffâr Teâlânın selâmı. (Kullarına son derece acıyan ve onları çokça bağışlayan Allâh-u Teâlâ'nın selâmına nail ve mazhar olmak.)
El Gaffar
İbni Arabi’ye göre; kul, kendini dünyada ve ahirette azaba götürecek her türlü düşünce ve hareketten korunmak amacıyla bu isme ihtiyaç hisseder. Ne kadar çok hata yapmış olursak olalım Allahın mağfiretinin hepsine yeteceğini bilmek ruh sağlığının en önemli şartlarından olan kendini affedebilmenin ve her zaman yeniden başlamanın mümkün olduğu inancının zeminini oluşturur. Bu inanç, insanın içindeki olumlu insani özellikleri açığa çıkarabilmenin temel şartıdır. İçinde kapanmamış meseleler, affedilmemiş düşmanlıklar biriktirmek insanı zehirler. Kendini ve başkalarını affedememek, Allah’tan her daim af bekleyen insanın en büyük trajedilerinden biridir. Neredeyse Allah’ın yüceliğini inkar sayılan ümitsizlik duygusu ise Allah’ın; isterse, iman eden kullarının bütün günahlarını bağışlayabileceğinin göz ardı edilmesinden doğar. Allah’ın bağışlayıcılığından ümit kesmek doğru olmadığı gibi O’nun mağfiretine yaslanarak günahlara fütursuzca devam etmek de yanlıştır. Sufiler, sürekli günah işleyip de mağfiret dileme ihtiyacı duymamayı, insanın iç yüzünün tamamen karardığının alameti sayar.
82 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.