el-HABÎR (celle celâlühû)
Habîr sıfat ismidir; her şeyden, her şeyin iç yüzünden ve gizli tarafından her yönüyle haberdar olan anlamına gelmektedir.
Kutlu YayıneviKitabı okudu
el-HABÎR (celle celâlühû)
Evet, O Zât-ı Habîr ilmiyle kâinatı öylesine ihata etmiştir ki kapkara gecede, kara taş üzerindeki kapkara bir karıncanın ayak sesinden tutun da kalbimizden geçen en gizli bir fısıltıya, en küçük bir arzuya dek her şeyden layıkıyla ve mükemmel bir tarzda haberdardır.
Kutlu YayıneviKitabı okudu
el-HABÎR (celle celâlühû)
Ve Biz, ona (insana) şah damarından daha yakınız. (Kaf Sûresi, 50/16) âyetinin nassı ile: “İnsana şah damarından daha yakın olan Allah (c.c) elbette utanılmaya, hayâ edilmeye daha layıktır.” de! “Küçücük çocuğun önünde günah işlemeye hayâ ederken, nasıl olur da Âlemlerin Rabbi Allah’ın huzurunda günah işlemeye utanmam? O Zât-ı Habîr beni biliyor, her hâlimi görüyor; O beni bildiği ve hakkıyla gördüğü hâlde nasıl olur da O’na itaatsizlik ederim, isyan ederim? O’nun huzurunda günah işlerim?” de!
Kutlu YayıneviKitabı okudu
el-HABÎR (celle celâlühû)
Habîr Allah (c.c.) ilmiyle kâinatı öylesine kuşatmıştır ki kapkara gecede, kara taş üzerindeki kapkara bir karıncanın ayak sesinden tutun da kalbimizden geçen en gizli bir fısıltıya, en küçük bir arzuya dek her şeyden layıkıyla ve mükemmel bir tarzda haberdardır.
Kutlu YayıneviKitabı okudu
el-HABÎR (celle celâlühû)
Habîr Allah (c.c.) ilmiyle kâinatı öylesine kuşatmıştır ki kapkara gecede, kara taş üzerindeki kapkara bir karıncanın ayak sesinden tutun da kalbimizden geçen en gizli bir fısıltıya, en küçük bir arzuya dek her şeyden layıkıyla ve mükemmel bir tarzda haberdardır.
el-Habîr celle celâluhû
Allah Teâlâ, gizli haberlerin kendisine kapalı kalmadığı zattır.
Tembih
Kulun bu isimden nasibi, kendi âleminde gerçekleşen hususlardan haberdar olmasıdır. Kendi âlemi ise kalbi ve bedenidir. Kalbindeki aldatma, ihanet, gönlün dünya etrafında tavaf etmesi, şerri gizleyip hayrı izhar etme, aslında viran iken zâhirini ihlas ile güzelleştirme gibi gizli vasıfları bilmelidir. Onları da derin tecrübe sahibi olan bilir. Çünkü o kimse nefsini tanımış ve onu tedavi etmiştir. Nefsinin aldatmasını, hilesini ve hakkı gizleyişini bilmiştir. Ondan sakınır, ona karşı koymak için mücadele eder ve nefsine karşı koyar. Bu durumdaki kul, habîr diye isimlendirilmeye layık olur.
Sayfa 117Kitabı okudu
