Allah-u Teâlâ -ki "Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir" ki- şöyle buyurmaktadır:
"Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da Arş'a istivâ eden
TESLİMİYET NE DEMEK?
Teslîmiyete gelince, o da boyun eğmek, başa gelen hâdiseleri îtirazsız kabûllenmek ve selâmete çıkmak mânâsına gelir. Teslîmiyet, kalbin bir fiili olup Allâh tarafından haber
Her şey O’nun külli iradesiyle ve mutlak kudretiyledir. O dilemedikçe hiç kimse hiçbir şey dileyemez. O’nun hiçbir işi, hiçbir fiili hikmetsiz değildir; O, bir şeyi dileyince “Ol!” der, o da oluverir. Dilerse başka başka mahluklar, başka başka âlemler yaratır ve onlarda da dilediği gibi tasarrufta bulunur. Hiçbir yerde, hiçbir şekilde ortağı olmaz, olamaz. O, her türlü noksanlıktan münezzehtir ve çok yücedir.
Kelamullah Kur'an-ı Azimüşşan muhteşem ve mûcize bir vecihle Allah’ın (c.c) Hakem ismine aynadarlık eder. Kur’an âyetleri hikmetli hükümleri ve beyanlarıyla ile hak ile batılın, doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin arasını ayırmıştır.
Evet, Allah (c.c) Hakem’dir; hükmedendir, hak ile batılın, hayır ile şerrin, iyi ile kötünün, yanlış ile doğrunun, güzel ile çirkinin arasını hakkıyla ayırandır.
Hak din İslâm’ın ahkâmı, her bir hükmü, ism-i Hakem’in tecellisine mazhardır. Evet, on dört asırdır insanlığı adaletle idare eden, hak ile batılı birbirinden ayıran, insanlığa doğruyu ve yanlışı öğreten İslâmiyet elbette ism-i Hakem’in mükemmel, ekmel ve ecmel bir aynasıdır.