Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ATEŞ Mİ ÜSTÜN TOPRAK MI?
Muhammed Emin Toprak
Muhammed Emin Toprak
İnanan cinlerin komutanıydı Kâfir cinlere karşı çok savaştı Meleklere hoca diye atandı Azazil'di onun önceki adı Melekler onun yanına geldiler Birimiz lanetlenecek dediler Levhimahfuzda okuduk dediler
Dile Kolaydır
Akılsız diyerek dost beni taşlar Artık adam olmak dile kolaydır Ne bilsin belayı belasız başlar El davulu çalmak dile kolaydır Kim istemez nazlı yari sarmayı Kim istemez her gün bayram görmeyi Çocuk bile bilir akıl vermeyi Hakk'a secde kılmak dile kolaydır Evim yok barkım yok sermaye sıfır Vücudum müslüman kaderim kafir Sağımdan solumdan yağıyor küfür Gayri rahat bulmak dile kolaydır Ömrüm oruç geçti bayram görmedim Mevla'm ayak vermiş bir gün gitmedim Çok ham yetiştirdim kendim yetmedim Kayadan su almak dile kolaydır Mahzuni Şerif'im zordur bu dünya Düşünce görülür Hanya'yla Konya Ne İngiliz koydum ne de Almanya Gayri insan kalmak dile kolaydır Aşık Mahzuni Şerif
Reklam
Böyle Buyurdu Âşık
İçmiş isen âşk mêyinden, Deryâ da bir, deniz de bir, göl de bir.. Okuduysan Hakk'tan gelen kelâmı, Yazan da bir, kalem de bir, el de bir... 🌹Kul Hüseyn 🌹
Karac'oğlan...
Sultan Süleyman'a kalmayan dünya Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün Nice bin senedir çürüyen canlar Hakk'ın emri ile dirilir bir gün Ne güzel yapıldı cennet yapısı Çok aradım görünmedi kapısı Benim korktucağım Sırat Köprüsü
DER HAKK-I HAZRİTİ 'ÖMER EL-FÂRÛK
( Radyallahu 'anhu ) Maksem-i 'adl idi divân-ı Cenâb-ı Fârûk Hem-ser-i çarh idi eyvân-ı Cenâb-ı Fârûk Müşterâ "abd ile seyyân tutardı nefsin Gökte mezkûr iken 'unvân-ı Cenâb-ı Fârûk Şark u garba yayılub alemi lerzân etti Şöhret-i hançer-i bürrân-ı Cenâb-ı Fârûk Çatlatır zehresini şirzime-i bâğıyenin Dehșet-i çehre-i rahșân-ı Cenâb-ı Fârûk Kuru bir körfez iken reşk-i safã-hân etti Basra' yı tișe-i bünyân-ı Cenâb-ı Fârûk Ma'delet kaidesin âleme göstermek için Kırk yarardı kılı 'irfân-ı Cenâb-ı Fârûk
Hikmet ve basiret sahibi bu büyüklerden biri olduğuna hüsn-i zan ettiğimiz İbn Atâullâh el-İskenderî-kuddise sirruh-, bu latif hakikate ve ince edebe şöyle işaret eder: "Hayır ve hasenât, ibâdet ve taat senin tarafından iş- lendi diye sevinme; fakat bu güzellikleri, Allah seninle ve sende ortaya çıkardığı için, işte bu lütfa ve teveccühe svin! Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmuştur: (Ey Nebiyy-i Ekrem! Kullarıma) de ki: Ancak Allah'ın fazlı ve rahmetiyle, işte ancak bunlarla sevinsinler! Zira bu ihsân ve ikramlar, onların toplayıp biriktirdiği her şeyden daha üstündür ve daha hayırlıdır." (Yūnus Sûresi, 58) Müfessirler bu âyet-i kerimede zikredilen fazl ve rahmeti, Yüce Rabbimizin kullarına olan her çeşit ihsân ve ikramı anlamında açıkladıkları gibi, "Kur'an ve İslâm nimeti" olarak da tefsir etmişlerdir. İbn Ataullah kuddise sirruh da bu mânâlarla birlikte, zâhiren kul tarafından işlenen hayır ve hasenâtın, ibâdet ve taatların da esasen Hak Teâlâ'nın kuluna olan fazl ve ihsânı olarak görülmesi gerektiğini hatırlatmıştır. Burada dikkat çekilen çok daha önemli bir diğer husus da, sevinme noktasının amelin kendisi değil, Hakk'ın kuluna olan iltifat ve teveccühü olmasıdır. Yani kul burada, amelden ziyade Rabbiyle sevinmiş olmaktadır.
Sayfa 38
Reklam
Var mı bunu lügata bakmadan okuyacak bir babayiğit ?
Hicret-i Seniyyeleri'nin 11. yılı Reblülevvelinin 12. Pazartesi günü Resûl-i Ekrem efendimiz irtihal ederek Hazret-i Ebû Bekir es-Siddik makamı hilâfete geçmişti. Bu tarihi takip eden günlerde İslâm dininin o güne kadar görüp geçirdiği hayâti devirlerin en çetin bir safhası kaydedilmiştir. Resûl-i Ekrem'in yirmi üç sene devam eden
Sayfa 299Kitabı okudu
Şeyh Ahmet el-Alevî
"İman, dinlerin temelidir; fakat daha ileriye ulaşıp Allah'ta kendilerini bulanlar için iman son bulur. O insan, artık inanmaz; çünkü gö- rür. Hakk'ı doğrudan gören birisinin ise inanmaya ihtiyacı yoktur. "
Sayfa 108Kitabı okudu
Sultan Süleyman'a Kalmayan Dünya
Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün. Nice bin senedir çürüyen canlar, Hakk'ın emri ile dirilir bir gün. Ne güzel yapıdır Cennet yapısı, Çok aradım, görünmedi kapısı. Benim korktuğum yol Sırat Köprüsü, Cehennem üstüne kurulur bir gün.
Kendi mistiklik (tasavvuf) geleneğine yeniden sarılacak olan Anadolu çocukları, hem kendi nefislerinin zorbalığına, hem de zorbaların zulmüne karşı her zaman kutsal cihad ilan edecekler ve kendi darağaçlarının önünde cesaret ve gururla cihadlarının tam anlamıyla şuurunda olarak; Ben Hakikatim " En' el Hakk diyebileceklerdir. #NurettİnTopçu #İsyanAhlakı @DergahYay
Dergah YayıneviKitabı okudu
Reklam
Aşığın suya kanmasının tek yolu maşukuna vasıl olmasıdır. Ahmet Yesevi ise bu makamın üç vasıtayla Allah'ın birliğine ulaştıracağını öğretti bize. Bunlar Hakk'ın varlığında varlığını bulan insan; ilmel yakin(bilmek), aynel yakin(görmek), Hakk-el yakin(olmak) mertebelerinden geçerek Allah'ın birliğini kendi özünde müşahede eder.
Sayfa 160Kitabı okudu
Üç kişi Kur’ân’ı ezberlediğini iddia ediyor ve bunun üzerine sen “deliliniz nedir?” diye soruyorsun. Birincisi: “Delilim, kurrâların üstadı olan el-Kisâî’nin [ö. 189/805] onayından geçmemdir” dedi. “Çünkü el-Kisâî hocama, hocam da bana onay verdiğine göre, ben de el-Kisâî’nin onayından geçmiş sayılırım” diye bir akıl yürüttü. İkincisi: “Delilim,
Sayfa 130 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanılığı Yay. 2 .Baskı, İstanbul 2023
Ben de gizlenmiş haldeyim,ben sırrın sırrıyım, gizlinin özüyüm.
Yaratılmışların kavrayışı,hakikatle ulaşmış değildir; Ha-kikat de,yaratılmışlarla ilişkili değildir.
Hz. Ebu Zerr (Radıyallâhu Anh) anlatıyor: "Güneş batarken Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) ile birlikte mescidde idim. Bana: "Ey Ebu Zerr, biliyor musun bu Güneş nereye gidiyor?" diye sordu. Ben: "Allah ve Resûlü daha iyi bilirler!" dedim. "Arş'ın altına secde yapmaya gider, bu maksadla izin ister, kendisine izin verilir. Secde edip kabul edilmeyeceği, izin isteyip, izin verilmeyeceği zamanın (kıyametin) gelmesi yakındır. O vakit kendisine: "Geldiğin yere dön!" denir. Böylece battığı yerden doğar. Bu durumu Cenâb-ı Hakk'ın şu sözü haber vermektedir. (Mealen): "Güneş, duracağı zamana doğru yürüyüp gitmektedir. Bu aziz ve alîm olan Allah'ın takdiridir" (Yâsin 38). [Buhârî, Tefsir Yâsin 1, Bed'u'l-Halk 4, Tevhid 22, 23; Müslim, İmân 250, (159); Tirmizî, Tefsir, Yâsin, (4225).][29]10. (1693)-
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.