Onca ayrılığa onca uzaklığa rağmen çocukken başlayan bir arkadaşlık, bir dostluk bütün zorluklarına rağmen bir ömür süren birbirlerindeki tüm zıtlıkları içine sindiren ve her daim güvenilen sadece ölümle son bulabilen bir dostluk
Kasım ve Mehmet aynı yıl (1618) aynı günde farklı şehirlerde doğan iki bebek. Kasım'ın babası sarayda hekimbaşı.
Başucu kitabımız olmalı.
Okunmalı tekrar tekrar..
・・・
"Bütün kitaplar, tek bir kitabı daha iyi anlamak için okunur.”... Her zaman söylediğimiz bir cümledir bu. Ama gerçek bu mudur? Bugün kaç kişi kitabını okumaktadır? Mübarek harflerini, kelimelerini usulünce, kaidelerine uyarak okuyanlarımız elbette var. Bununla birlikte onu okumaktan maksat anlamak, idrak etmek, hayatımızda uygulamak, kendimize yaşam kılavuzu edinmek ise; bu konuda ne kadar eksikli olduğumuzu itiraf etmeliyiz.
Yıllardır Kur’an’ı ölülerimize, hastalarımıza okuduk; bir tek kendimize okuyamadık. Halbuki Kur’an ölüleri değil dirileri uyarmak için; kalbi, kafayı ve hayatı yeniden düzenlemek için gelmiştir... Ramazan aylarında hatimler indirdik. Onu hep el üstünde tuttuk, yüksekçe yerlerde sakladık. Ama kalbimize ve yaşantımıza indiremedik... Kur’an indirildiği dönemde gerçek anlamda anlaşılan, anlaşıldığı için yaşanılan bir kitaptı. O günden bu güne dört bir yanı aydınlatmış ve bize kadar ulaşmıştır. Onun nuru kıyamete kadar devam edecektir.
Bugün, Kur’an’a tabi olduğunu söyleyen Müslümanlar onun amaçlarından habersiz yaşamaktadır. Günümüz dünyasında yaşayan insanların Müslümanlığı, Kur’an’ın getirdiği ve öğrettiği Müslümanlık mıdır? Maalesef, hayır... Hayatımızdaki olumsuzluklar onu anlamak için gayret sarf etmemekten kaynaklanmaktadır. Kur’an ile günümüz müslümanları arasında ciddi bir iletişim ve anlama sorunu vardır. "
. . .
>Devamı için:
internetpazar.com/kitapname/kuran...
Feyzü'l Furkan (Orta Boy - Mushaf ve Meal - Ciltli)Hasan Tahsin Feyizli · Server Yayınları · 20231,495 okunma
Kitabımız oldukça sürükleyici. Bir Rus halkının sanayileşme ile mücadelesi ve hayat arayışını konu ediniyor. Burada belli başlı kişilikler göze çarpıyor. Örneğin babası ayık gezmeyen ve annesini sürekli döven bir baba gören Pavel’in oldukça kibar bir beyefendi olması veya sürekli kitaplar okuması ya da insanların sorunlarında ona gelmeye başlaması gibi olaylar gözümüze çarpıyor hem de bunlar henüz kitabın başları.
Fabrika işçiliğinin zorluğu ve Kapitalizm çilesi içerisinde yaşayan Sosyalist gençler ve bunun yaşama etkileri, üstelik şiddete şiddetle değil insanlıkla, sevgiyle karşılık vermeye çalışan ‘Ezilmiş’ bir kesim. Yazarın da burada başarısı sanırım okuyucuya iyi bir aynayı yansıtması diyebilirim.
Pavel de bir gün fikirleri yüzünden içeri alınır. Vlasova Ana, fabrikada yemek dağıtma işine girerken el altından da broşürleri dağıtmaya devam eder. Amaç Pavel’i içeriden çıkartmaktır. Ve bunu (sürpriz)
Kitap açıkçası mutsuz bir sonla tamamlandığı için sizleri üzüyor lakin işleyiş oldukça iyi. Bu sefer de Batı yerine Doğu bölümüne kayıyoruz. Gene bir İki Şehrin Hikayesi tarzında halkın dışlanmışlığı ve ezilmişliğini konu edinen, işçiliğin zorluğu üzerine bahis olunan yapım. Yazara ve yansıttığı döneme bakıldığında bu konunun en iyi şekilde işlenebildiğini görebiliyoruz. Klasik severlere önereceğim fakat okuma listesinde de görüyorum ki en son ben okumuşum. Gene de öneriyorum. Keyifli okumalar..
Sözün özünü bodoslama vermek istiyorum.
Kendisine, uluslararası ilişkiler ve uluslararası tarih konuları üzerine eğilen bir kitap süsü veren bu haylaz “tuğla” ( Neredeyse A4 boyutunda 762 sayfa tabi tuğla derim, o kaşındı.) aslında tarihsel bir ekonomi kitabıymış. ( Tamam! Başlıkta “ekonomik değişim” de diyor, ama azcık diyor. Canım yandı Olric
![[Gökçe[k]ız]...ツ](https://r2.1k-cdn.com/sig/size:96/plain/https%3A%2F%2F1k-cdn.com%2Fresimler%2Fuyeler%2F74062_1686860455_ZZlNb.jpg){kind=small}
Bazı insanlar vardır. 'Ondan zarar gelmez. O çok iyi insandır. Eğer hayatıma onun gibi biri el atarsa, ne mutlu bana. Hayatım düzene girer, eskisinden fevkalade olur.' dediğimiz zamanlar olabilir. Belki doğru belki yanlış bir düşünce. Burasını ben bilemem. Yahut yanlış bir düşünce olduğunu sezdiğiniz an elinizden geldiğince kendinizi ve bu yoldaki masum kişileri kurtarmaya çalışın. İnsanlar kendi menfaatleri için önüne geçen herkesi harcıyorlar. Tıpkı hikayenin masum karakteri olan Mürşit Efendi'nin karısı ve kayınvalidesi tarafından harcanması gibi. Ne büyük bir mutluluktur ki bu iki menfaatçinin arasından birde, Zehra adında hayatını öğrencilerine adamış bir başmuallim çıkabiliyor. Benden size bir tavsiye 'birisini hayatınıza almadan önce iki defa hatta üç defa düşünün!!!'
416 syf.
8/10 puan verdi
Orta çark, yan çark, saniye çark, çelik çark, akrep çarkı, işler tulumbası, maşa, balans, tokmak, karanfil... Hepsi de bir saatin olmazsa olmaz parçaları, ama tek tek neye yarar? Ancak, usta bir el onları birleştirip zamanı ilerletebilir... "Pavel ve annesi" kesinlikle tanimaniza, vakit ayırmanıza değecek karakterler.. Bana göre birer saat ustaları...