İsrail ile barış yapmak, onun Filistin'i istila etmesini kabul etmek, dinde zarûrî olarak bilinmesi vacip olan şerî ahkâmların inkârını içerir.
Sayfa 79 - Beyaz Minare KitapKitabı okudu
El Velâ ve'l Berâ (Allah için sevmek ve Allah için buğuz etmek) vatan veya toprak parçası için olsaydı Rasulullah ﷺ Mekke'yi terketmezdi. Irk için olsaydı Kureyş ile savaşmazdı. Akraba, sülale, soy sop için olsaydı Ebu Leheb'den yüz çevirmezdi. Ancak Akîde kan ve topraktan daha değerlidir.
Reklam
Önemli açıklama
Kendini tevhide nispet eden ve "bu mecrada bile" El Vela Ve'l Bera müessesine bağlı kalmayan ve kendisinin buğz etmesi gereken kimselerle dostluk kuran kim varsa lütfen sessizce profilimi terk etsin..
Güç Şeref
Müslüman şu hususu hiçbir zaman hatırından çıkarmasın bilsin ki en güçlü ve en şerefli olan kendisidir. Evet Müslüman Allah'ın emrine ve yoluna yapıştığı zaman onun şeriatına bağlandığı vakit akide ve inancının gereklerini yerine getirince bilsin ki en güçlü ve en şerefli insan kendisidir.
Sayfa 1
Bir ümmet ki Yahudileri dost edinip, müslümanlara karşı Yahudilere destek veriyor! Bir ümmet ki Müslümanlara karşı haçlılara destek veriyor! Böyle bir ümmet nasıl zafer kazanabilir? Çünkü bunlar ve haçlılar bir paranın iki yüzü gibidir. Bir ümmet ki, şeriatin değişmez ilkelerinin kaldırılması için tartışma programları düzenli. yor! Bir ümmet ki kabir ehli, rafıziler, laikler, parlamenteler ve rezil insanlarla diyalog programları yapıyor! Bunlar asla zafer kazanamazlar. Bunlarda el-vela ve'l bera akidesi olmadığı müddetçe zafer kazanamazlar. Nasıl kazanabilirler ki? Çünkü kendi nefsine karşı galip gelemeyen, şehvetine karşı galip gelemeyen bir kimse, hiçbir zaman düşmanına karşı galip gelemez. Çünkü düşmana karşı savaşmak isteyen biri, önce iç alemini düzeltmesi gerekir. İç alemini düzelttikten sonra harici düşmana karşı zafer kazanabilir. Süleyman Ulvan..
Tevhîd Mücadelesi...
Hz.Âdem'den itibaren süregelen Tevhid mücadelesi zincirinin halkasını oluşturan tüm tebliğciler kavimleri tarafından horlanmışlar, işkence görmüşler, öldürülmüşler, testerelerle ikiye biçilmişlerdir. Fakat hiç birisi bu Tevhid mücadelesinden taviz vermemişlerdir. Hiç birisi hele önce zenginleşelim, ekonomimizi güçlendirelim de, sonradan gerekeni yaparız, düşmana silahıyla karşılık veririz, dememişlerdir. Çünkü onlar şuna inanmaktaydılar. Güç ve kuvvet sadece Allah'ındır, hakimiyet de O'nundur. Bu kimseler aynı zamanda şu gerçeği de hiç unutmamakta idiler; Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Onların güvenip övündükleri ne mallan, ne de evlatları, Allah yanında onlara bir şey sağlamaz." (Ali İmran, 3/10-116, Mücadele, 58/17).
Reklam
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.