Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“İşleri yaratanın da yüklenenin de kendimiz olduğunu gayet iyi anlayıp onlarla uğraşmaktan ve onlar tarafından alıkonmaktan kurtulacağımız bir gün elbet gelecek. Çalışmak: birikim yapmak, hiçbir kariyer fırsatını kaçırmamak için hep pusuda beklemek, bir mevkiye göz dikmek, iş yetiştirmek, rakipleri düşünüp endişelenmek. Bunu yap, şunu görmeye git, öbürünü davet et: sosyal ilişkilerde baskılar, kültürel modalar, iş yoğunluğu… Her zaman bir şeyler yapmak, peki ya “olmak”? Bunu sonraya bırakırız çünkü hep daha iyisi, daha acili, daha öncelikli olanı vardır. Var olmak yarına kadar bekleyebilir. Ancak yarın da öbür gümün işlerini getirir. Bitmeyen karanlık bir tünel. Ve buna yaşamak derler.”
- Bir şey yok; yüreğim tıkandı; arasıra böyle olurum. Son­ra geçer. Bu bir dertmiş. Beni askere aha, bundan almadılar. İçimden, belki Cennet de seni bundan istememiştir, de­dim. Onunla yalnız kaldığımız zaman, bazen Cennet'in bah­sini açarım. O vakit, gözleri parıldamaya başlar. Sıska vücu­du bir yay gibi gerilir. - Nasıl hiç haber aldığın var mı? - Heriften ayrılmış diye işittim. - Ya şimdi ne yapıyormuş? - Günahı söyleyenin boynuna, kötü olmuş diyeler. Bunu duyunca ben ondan ziyade mahzun oluyorum. Fa­kat, o sırıtıyor. - Ben dedim. Ben dedim. Elbet, bir gün pişman olup gelecek. - Ya gelince kabul edecek misin? Cevap vermeden önüne bakıyor. Kendinden emin değildir. Hangimiz kendimizden emin olduk? Biz, erkekler, zavallı yaratıklarız.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Kaybedilmiş dostlar,yitirilmiş beraberlikler,kazanılmış kalpler,ölenler ve geri dönenler arasında herkesin ömrü,kendi şiiri.Bazıları incinir,bazıları incitir.Kırılır ve kırar insan.Gider ve kalır…Unutur ya da unutulur…Bir gün herkes,her duygu,her eşya gibi yerini değiştirir. Çok seviyorum diyen,hiç sevmiyorum diyebilir.Gidebilir,terk edebilirler insanlar seni… Buzu,küle çevirebilir;şaşırma. Sen, De ki; insandır,yapar. Kapını sıkı ört,ışığı kapat, ve dinlen.Derin nefesler çek hayatının kalan tarafından.Ruhunun üzerine biraz zaman şer,benliğini yavaş yavaş onaracaktır zaman.Hayatının geri kalan tarafındaki zamana fırsat ver. Yastığına yanağını öptür.Gecenin karanlığıyla barış,kitap al,balık besle,not yaz,takvim yap kendine.Kendini biriktir. Bir gün elbet geçecek ve sadece geçene kadar üzül…Kaybettiklerinin ustası olduğunda,kalbinin sevilmemiş ve kırılmamış yerleri yüzüne gülümseyerek.Gün gelecek, o gülümsemeyi bir başkası keşfedecek.
Yastığına yanağını öptür. Gecenin karanlığıyla barış, kitap al, Balık besle, not yaz, takvim yap kendine. Kendini biriktir… Bir gün elbet geçecek ve sadece geçene kadar üzül… Kaybettiklerinin ustası olduğunda, Kalbinin sevilmemiş ve kırılmamış yerleri yüzüne gülümseyecek. Gün gelecek, o gülümsemeyi bir başkası keşfedecek…
"Elbet o gemi bir gün gelecek." Leyla ile Mecnun/7
“İşleri yaratanın da yüklenenin de kendimiz olduğunu gayet iyi anlayıp onlarla uğraşmaktan ve onlar tarafından alıkonmaktan kurtulacağımız bir gün elbet gelecek. Çalışmak: birikim yapmak, hiçbir kariyer fırsatını kaçırmamak için hep pusuda beklemek, bir mevkiye göz dikmek, iş yetiştirmek, rakipleri düşünüp endişelenmek. Bunu yap, şunu görmeye git, öbürünü davet et: sosyal ilişkilerdeki baskılar, kültürel modalar, iş yoğunluğu... Her zaman bir şeyler yapmak, peki ya “olmak”? Bunu sonraya bırakırız çünkü hep daha iyisi, daha acili, daha öncelikli olanı vardır. Var olmak yarına kadar bekleyebilir. Ancak yarın da öbür günün işlerini getirir. Bitmeyen karanlık bir tünel. Ve buna yaşamak derler. Bu hâl öyle baskındır ki, boş zamanlarda bile bu takıntılı durumun izleri görülür: aşırı derecede spor yapmak, uyarıcılar yardımıyla dinlenmek, pahalı akşam yemekleri, yoğun gece hayatı, ateş pahası tatiller. Bu tünelden insan ya melankoliyle ya da ölümle çıkar.”
Reklam
Ne zaman ay'a baksam hep aynı düşüncelere dalarım. Nice medeniyetlere şahit oldu, nice aşklara, yüz yirmi dört bin peygambere, zulmlere, mucizelere. Kitaplarda okuduğumuz, hayran kaldığımız nice komutanlara, şairlere, sevgililere ve savaşlara. Izdırap dolu gecelerinde kaç insanın gözü değdi, kaç insan onunla konuştu, kaç insan huzur buldu onda. Kaç aşığın bir türlü sabahı olmayan o hüzünlü gecelerine eşlik etti. Kaç ayrılığa şahit oldu. Ve şimdi nerede o acı çekenler? Anın içinde kaybolanlar, göğüs kafesi patlarcasına canı yananlar, sızlayanlar, anlamını yitirenler neredeler ? Şimdi bütün acılarıyla toprağa karıştılar ve hiç var olmamış gibi ölüp gittiler. Bizim içinde bu değişmeyecek. Şu an içinde bulunduğun ruh hali, mutsuzluk, elli-yüz sene sonra toprak altında kaybolup gidecek. Her şey geçer. Ve ölüm hak. Öyleyse neden bir kez yaşayacağımız bu hayatı kendimize zindan ediyoruz ? Hayatı yaşarken yaşayın, zira ölüm elbet bir gün gelecek. ✍️ Murat Çağlar
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
96 syf.
·
Puan vermedi
Nasip
Bir kitabı okumak nasiptir, nasibinde varsa ve o nasibin eğer vaktiyse o kitap okunur ki olanlarda öyle diye düşünürdüm. Nasip derken de öyle oturduğumuz yerden beklemek onu nasibimiz kılar mı? hala düşünürüm. Bu kitabı Ortaköy'de bulunan bir sahaftan aldım. Bir kitabı okumak kadar onun hikayesi, nereden geldiği, neden ve nerede okunduğu gibi
Sabır Taşı
Sabır TaşıNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu · 20161,876 okunma
Bir müjde taşır her gün uzaktan bana rüzgâr; Elbet gelecek, gelmedi, bir beklediğim var!
Reklam
442 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Zamansız
Umut Dikici
Umut Dikici
tarafından yazılan ve @ikinciadamyayinevi tarafından yayımlanan, son zamanlarda okuduğum en iyi yerli romanlardan biri ile karşınızdayım:"Zamansız" 442 sayfa bir kitap bu kadar mı hızlı okutur kendini,bu kadar mı güzel bir kurgu olur? Gerek betimlemeler gerekse olay örgüsü öyle güzel, öylesine
Zamansız
ZamansızUmut Dikici · İkinci Adam Yayınları · 202330 okunma
Cam ile Taş
Gözlerinle dilin arasında gerili uçurumu seviyorum Kekeme özgürlüğünü seviyorum Susuşundaki hıncı seviyorum Kalbinde ürperen kışı seviyorum Ellerindeki bilge zamanı Denizi yağmurdan korumaya çalışan Çocukluğunu seviyorum Alnın masamızda dört mevsime ufuk Dudaklarında titreyen zamanı seviyorum Yürüyorsun ya Kalabalık dönüp bir daha bakıyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.