Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Elçin

Elçin
@elchinnn
Sıkı Okur
Zekanın en büyük göstergesi, etrafınızı sizden daha bilgili insanlarla doldurabilmektir.
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ay hiç öpme Prens, kendim uyandım.
Neden daha önce okumamışım? Neden! Neden!" diye bağırıp saçlarımı yolma dürtümü yine kitaptaki öğretilerle dizginleyebildim. Eğer şansım yaver giderse (doğru terapist-doğru ekol-doğru travmatik anı vb) minimum 1 yılda ereceğim farkındalığı, iki gün gibi kısa bir sürede yaşamanın şaşkınlığı ve minneti içindeyim. Saçma sapan bir kişisel gelişim kitabı DAHA okumayı beklerken neredeyse tüm cümleleri çizdim, üzerine notlar aldım, kedilerime sarılıp ağladım, yazar komikli şakalı bir kadın olduğu için ağzımı toplayamadığım zamanlar oldu, bol su içtim, uzaklara baktım, uzaklar bana baktı falan... Sorumluluk alıp, büründüğü kurban rolünden çıkmaya cesaret edebilecek herkese tavsiyemdir. Başlarına gelen hemen her şey için başkalarını, Güneş'i, Ay'ı, otu ve b*ku suçlayanlar ise aradıklarını bu kitapta bulamayacaklar, pas geçsinler. Sevgiler :)
Gölgenin Sırrı
Gölgenin SırrıDebbie Ford · Ötesi Yayıncılık · 200287 okunma
Reklam
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Nereye gidiyoruz baba? -Sürükleniyoruz, duvara toslayacağız.
Aslında çoğunluk okumadan beğenip geçtiği için tribe girip inceleme paylaşmama kararı almıştım ama bu kitap, bambaşka. Bana neden bir zamanlar inceleme yazmaya vakit ayırdığımı hatırlattı. Bir kişinin bile Fournier'i tanımasına vesile olabilirsem mutlu olacağımı hissettim yeniden. Muhtemelen ben, kara mizaha tutkun olduğum için böylesine seviyorum yazarı. Tabuları/hassasiyetleri olan biri konu seçimini ve uslubunu 'saygısız' bulabilir gibime geliyor. Neticede iki engelli oğlunun hayatını anlattığı, bunu yaparken de lafını esirgemediği bir kitap. Yani diyorum ki, insanlar ikiye ayrılır: Dram yüklü durumlarda yanlışlıkla gülmemek için yanaklarının içini kemirip hiç kimse ile göz göze gelmeyenler ve ciddiyetiyle, bakışıyla, duruşuyla ateş edenler. Birinci gruptaysanız LÜTFEN LÜTFEN okuyun, ikinci gruptaysanız beni yanlışlıkla takibe almış olma olasılığınız yüksek :)
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,953 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hakkında bulabildiğim her yazıyı, röportajı okuduğum, konuşmalarının tamamına yakınını hayranlıkla dinlediğim, gelmiş geçmiş en cesur kadınlardan biri Dr.Nawal Saadawi. Pek çok kadın kendine dayatılan toplumsal rolleri, adeta yalnızca kadınlar için gökten inmiş-yerden yükselmiş din kurallarını, kölelikten pek farkı olmayan ataerkil düzeni onun çeyreği kadar sorgulayabilseydi bugün onun ülkesi, benim ülkem, hatta belki dünya bambaşka bir yer olurdu. 2 yıl önce, hiçbir şeyin değişmediğini ve kolay kolay da değişmeyeceğini görerek hayata gözlerini yumdu. Saygıyla anıyorum.
Havva'nın Saklı Yüzü
Havva'nın Saklı YüzüNevâl El-Seddavi · Ayrıntı Yayınları · 2019129 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
192 syf.
8/10 puan verdi
Mazoşist deyip geçmeyin.
‘Sadizm’in isim babası Fransız yazar, aristokrat Marquis de Sade hemen herkesçe bilinirken, ‘Mazoşizm’in isim babası Avusturyalı yazar, gazeteci ve hukuk doktoru Leopold Masoch’nun geri planda kalmasının içime dert olması üzerine bu incelemeyi yazmaya karar verdim :) Her ne kadar ‘mazoşizm’ kavramını ilk kullanan kendisi değil, eserlerini inceleyen Alman bir filozof(Krafft Ebing) olsa da Kürklü Venüs otobiyografik bir romandır. Masoch’nun çocukluğunda başından geçen iki olayın, romandaki Severin karakteriyle bağlantısı öyle bariz ki. Bunlardan ilki, yazarın sütannesinin Kürk dolgulu ipek kabanlar giyen sert mizaçlı bir Rus olması; ikincisi kapı deliğinden gözetlerken yakalandığı teyzesinin kendisini dövmesi ve yazarın bu esnada haz aldığını fark etmesidir. (Parasetemol içerikli ağrı kesicilerin sadece ağrıyı değil, zevk duygusunu da azalttığına dair okuduğum bir araştırma aklıma geldi. Beyinde acı ve zevk bir elmanın iki yarısı anlaşılan.) Roman, yalnızca fiziksel mazoşizme değil, duygusal ve zihinsel mazoşizme de güzel bir örnek bana göre. Başkalarını kendine sığıntı yaparak yalnızlığından kaçmaya çalışan sadist ile sığındığı kişiyi ilahlaştıran bir mazoşist kadar itinayla kim birbirini tamamlayabilir ki? Bu söylediklerim bazı okurları erotik bir aşk hikayesi beklentisine sokabilir, sokmasın. Bu kitap bundan çok daha derin ve yazar hakkında ön bilgiye sahip olmayı gerektiriyor. Son olarak, kitaptan bağımsız olur da Lviv’e yolunuz düşerse Masoch adında her gireni kırbaçladıkları değişik bir kafe var ben gitmiştim-hala açık mı emin değilim- ilginç deneyimdi belki şans verebilirsiniz:))
Kürklü Venüs
Kürklü VenüsLeopold von Sacher-Masoch · Ayrıntı Yayınları · 2019569 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
Oldukça yeni bir araştırma alanı olan nöroteoloji hakkında bilgi sahibi olmak için okunabilir. Beynin bazı spesifik bölgelerindeki elektromanyetik dalgalanmaların dini duyguların yoğunluğu ile arasındaki anlamlı ilişkiye dair çalışmalara yer verilmiş olması hoşuma gitti çünkü daha önce benzer bir kitap okumamıştım. AMA yazarın nesnellikten uzaklaşıp çıkarımlarda bulunduğu kısımları da hiç sevemediğimi söylemiş olayım :)
Dindar Beyin
Dindar BeyinEriman Topbaş · Panama Yayıncılık · 201315 okunma
Reklam
288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Telefonum sessizde kalmış, önemli olan iç güzellik, sen öde ben sana sonra parasını veririm, erkenden çıktım ama çok trafik vardı, ben de tam seni düşünüyordum... Hep aynı masallardan sıkılmadınız mı? Bir de bunları deneyin. Boğuk, donuk, realist yanınızı beklemeye alın, iç dünyanıza ve hayal gücünüze yatırım yapın, etik değerlerinizi gözden geçirin, doğru bildiklerinizi sorgulayın, yeni mantralar edinin, aynıya farklı bakıp farkı görün çünkü neden olmasın? :)
Masal Terapi
Masal TerapiJudith Malika Liberman · Doğan Novus · 20192,066 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok sevdiğim ve epey sevmediğim kitaplara sessiz kalamam bilirsiniz :)
Selamlar. Devam etmekte olduğum Aile Danışmanlığı Sertifika Programında ödev olarak verildiği için okuduğum bir kitap Kefaret. Bu zamana kadarki en keyif verici ödevdi diyebilirim. A.Cem Keçe zaten Türkiye'de 'Cinsel Terapi' denince ilk akla gelen isimlerden. İlk 250 sayfada yaklaşık 9 aydır hiç cinsel ilişkiye girmemiş, otuzlu yaşlarında, evli bir çift olan Feridun ve Deniz'in ev halleri, iş yaşantıları, çocukluk yılları anlatılıyor. Sonraki 100 sayfa ise onların, hem bireysel hem çift terapi seanslarından oluşuyor ki bana göre kitabı 'mutlaka okunmalı' yapan bölüm de burası. Tabii meraklısına. Ben yine de herkesin bilmesinde fayda gördüğüm bazı içerikleri alıntı olarak paylaşmayı düşünüyorum az sonra. Kitabı okumasanız da en azından alıntılara bir göz atabilirsiniz. Aşkla, seksle kalın :)
Kefaret
KefaretCem Keçe · Pusula Yayınevi · 201853 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Kendim için fazla büyüğüm ben" Chardonne
Önce kısacık kendi gözümden yazarı anlatmak isterim. Hani bazı büyük yazarlar, eserlerinden ziyade karakterlerinden dolayı sevilirler ya, bu adam benim için öyle. Camus’nün 'saçma felsefesi'nde ve 'başkaldırma felsefesi'nde yoksulluk içinde geçen çocukluk yıllarının etkisini de hiçe sayamam. Varoluşçu olduğunu kabul etmese bile yaşamın yaşamaya değer olduğunu savunmaktan vazgeçmediği, hatta intiharın çözüm yöntemi olarak görülemeyeceğini söyleyerek, bir zamanlar yakın dostu olan Sartre ile fikir ayrılığına düştüğü de bir gerçek. (Dostluklarının son bulmasında aynı kadınla aşk yaşamalarının etkisini saymıyorum o başka bir günün konusu olsun) Gelelim bana her sayfasında “İnsan ne ise o mudur? Olması mümkün müdür? Ya da bir ideale varmaya çalışıyorsa, şu an nerededir?” diye sorduran bu şahane kitaba… Kitabı okumayanların bile ismine aşina olduğunu tahmin ettiğim ana karakter Jean Baptise Clamence, kendi yaşamını paylaşıyor bizimle. Varoluşuyla değil de rol yeteneğiyle zevk aldığından bahsediyor hayattan, iki yüzlülüğümüzü, bencilliğimizi, Proust’vari kıskançlığımızı yüzümüze vuruyor. Kendini hem ustalıkla suçluyor hem bu suçlardan aynı ustalıkta aklıyor benliğini. Hepimiz biraz böyle değil miyiz? Gerçeği aradığımızı söylerken koşar adım uzaklaştığımız tek şey salt gerçek değil mi? Uzatmak istemiyorum, henüz okumadıysanız lütfen bir an önce okuyun çünkü ben ne söylesem eksik kalır acı ve bilinçlenme bireyseldir.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 202115,1bin okunma
265 syf.
8/10 puan verdi
Japon Kiraz Çiçeğim: Naomi :)
İnceleme yazacağıma söz verirken başıma geleceklerden ve okuyacaklarımdan son derece habersiz olduğumu söyleyerek başlamak isterim:) İlk bakışta sadizm, mazoşizm, fetişizm gibi cinsel saplantı bozukluklarından muzdarip bir adam esas erkeğimiz Joji. İlerleyen bölümlerde bu saplantıların kendi varlığına yönelmiş bir saldırganlık olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Esas kadın Naomi ise tam bir femme fatale, istediğini almak için dişiliğini ve cinselliği sonuna kadar kullanan erkek iktidarına atılmış bir tokat. Baştan sona Joji’nin şiirsel anlatımıyla dinliyoruz yaşananları. Yüzde yüz okunmalı demiyorum ama Japon edebiyatında beni çeken bir yan daima olmuştur, hem hiçbir şey olmasa yol yordam öğrendik Naomi ablamızdan, okuduğum süre boyunca suratıma asılı kalan tebessüm de cabası.
Sofia
Sofia
Post Mortem
Post Mortem
Naomi
NaomiCuniçiro Tanizaki · Jaguar Kitap · 2013768 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Moraliniz bozulsun biraz, lazım arada.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2022 Raporu’na göre Türkiye’de sadece geçtiğimiz ay 2’si ekonomik gerekçelerle, 11’i boşanmak istediği için, 21’i ise tespit edilemeyen şüpheli nedenlerle toplamda 34 kadın öldürüldü. En çok evlerinde öldürüldüler; en çok ateşli silahlarla öldürüldüler; failleri hakkında uzaklaştırma kararı olmasına rağmen öldürüldüler; babaları, eşleri, abileri, akrabaları tarafından öldürüldüler; yoldan geçen biri tarafından öldürüldüler. Kadınların toplumdaki konumuna bakıldığında hiç iç açıcı bir manzara görmüyoruz ve bunun sorumlusu yalnız erkekler değil, öyle olması mümkün de değil aslına bakarsanız. Kadının en büyük düşmanı kadın mı acaba diye sormadan edemiyorum. Biz, bizzat kendimiz değil miyiz mücadele vermektense, uçmayı öğrenmektense babamızın dalından- soyadından, kurallarından, baskısından- kocamızın dalına konan? Biz değil miyiz hayatını ‘elaleme’ göre değil kendi doğrularına, ilkelerine, inançlarına göre yaşayan hemcinsimize orospu diyen? Ölse, “kim bilir ne yaptı” diyen? Kadına saygı duymayı bilmeyen adamlarla evlenen, onlara çocuklar doğuran, köle kızlar ve sahip erkekler yetiştiren biz değil miyiz? Birbirimizi parmakla gösterip ayıplamak yerine beraber olmak için, farkındalık yaratmak için geç değil. Herkese ama özellikle de kadınlara tavsiye ettiğim muhteşem bir toplumsal eleştiri bu kitap, okumanız dileğiyle.
Kız, Abla
Kız, AblaNehir Turan · Kurmaca Akademi · 20217 okunma
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
Kafka bak işine.
"Miyop gözlerinden hasretle öperim." "Bana böyle şeyler yazma, sonra sana deli gibi aşık olurum demiştim, bak oldum işte." Uğruna tek satır mektup yazılmamış bir kadın olduğumdan mıdır nedir bayılıyorum zamanın aşıklarının mektuplaşmasına. Başından sonuna tebessümle okuduğum birbirinden hoş mektuplardı. Kitabın yarısı mektupların orijinal Osmanlıca hallerinin fotoğrafı olduğu için okumak 1 saat bile sürmedi. Canım Sabahattin Ali ile zamanın nasıl geçtiğini insan anlayamıyor zaten. Kedisi de varmış. Severdim, bir daha sevdim.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,3bin okunma
158 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Off! Adam yazmış. Birinci bölümde, 17. Yüzyılda yaşamış bir kadının çocukluğunu, kişiliğinin hastalıklı yönlerini analiz ediyor. Hem de sadece ama sadece vaktiyle kadının yazmış olduğu mektuplarda anlattığı rüyalardan yola çıkarak. İkinci bölümse psikoterapi parodisi. Yani önce birlikte hayali bir hasta yaratıp sonra ona psikanaliz yapıyoruz. Hastayı da öyle gerçek canlandırıyoruz, onunla öyle derin sohbetler ediyoruz ki hoş geldin paranoid şizofreni. Bölüm üç: Susuz derenin üzerine kurduğu köprüden "geçenden beş akçe, geçmeyenden on akçe" almasıyla meşhur mitolojik karakter Dumrul Han’ı bilirsiniz. Nam-ı diğer Deli Dumrul. Azrail canını almasın diye anne ve babasının canını vermeyi teklif eden Dumrul, sen hayırdır? Bölüm dört… Bende kafalar yandı buralara kadar bile oldukça iyi geldiğimi düşünüyorum. İdeoloji nasıl bilincine varılmış “biz”ler oluşturur, kültürler kurgular; Neyin doğru neyin yanlış olduğunu, iyi-kötü, güzel-çirkini nasıl tanımlar ve kabul ettirir? Bölüm beş: Sınır durumlar, patolojik narsisizm, doğum travması, kendiliğin yeniden yapılandırılması, oyun gerçekliği… yeter çektiğim kendiniz okuyun. Şaka bir yana eğer bahsi geçen konular ilginizi ucundan kıyısından çekiyorsa mutlaka okuyun. Kabul ediyorum dili ağır ve yorucu ama körelmesin diye beyin kullanmalık kitap. Değer.
Şeyh ve Arzu
Şeyh ve ArzuSaffet Murat Tura · Metis Yayıncılık · 2002102 okunma
220 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Öncelikle yazarla ilgili gün aşırı ortaya çıkan birbirinden tuhaf haberler yüzünden kitaba epey önyargılı başladığımı söylemek zorundayım. Ama olumlu anlamda bir şok yaşadım. Hiç böyle dolu dolu bir kitap beklemiyordum. Beynin yapısı, sinir hücrelerinin çalışma prensipleri, anı ve bellek oluşumu, bipolar bozukluk, alzheimer, parkinson, otizm, bağımlılıklar, OKB, uyku bozuklukları, anksiyete ve hakikaten sayamadığım daha onlarcası sebepleriyle, belirtileriyle ve olası tedavi yöntemleriyle son derece detaylı anlatılmış. İlginizi çeken konularsa kesinlikle okunması gereken bir kitap, çok çok beğendim.
Psikiyatrinin Kara Kitabı
Psikiyatrinin Kara KitabıOytun Erbaş · Thales · 2017743 okunma
560 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
HATIRLATMALAR: 1.Bu kitap serinin 3. Kitabı (1-Pia Mater; 2-Arachnoid Mater) 2.Gaza geldim üç kitabı ortaya karışık yorumladım. (Spoiler vermedim, verenler utansın) 3.Yalnızca disiplinli okurlara tavsiyemdir “Dünyada aynı kitabı okumuş olan iki insan yoktur” diyor yazar serisine başlarken. Şaka yapmadığını okuduklarınızı anlayamadıkça
Dura Mater
Dura MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20215,1bin okunma
262 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dikkat! Bu kitap gözünüzü açma, ilişkilerinize bambaşka açılardan bakma ve kötü gidişatınıza "Sen hayırdır?" deme riski taşımaktadır. "Sorunlarımızdaki benzerlik ve örtüşmeler, içinde yaşamakta olduğumuz toplumsal yapının kaçınılmaz sonuçları." Öğretildik. Kadınsak kurban olmayı, kendimizi feda etmeyi; erkeksek duygularımızdan utanmayı, şiddeti güç sanmayı ama en sonunda otorite figürü olayım derken yapayalnız, sevilmeyen olmayı. Birçok psikoloji kitabında örnek vakalara rastlıyoruz zaten ama bu kitapta fark yaratan, analizleri. Evet tamam böyle bir olay yaşanmış ama sebebi bu, sonucu bu, çözümü bu diyebilmesi. Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Diğerlerini de sipariş verdim. Daha da peşini bırakmam.
İki Boy Ufak Pabuç
İki Boy Ufak PabuçLeyla Navaro · Remzi Kitabevi · 201895 okunma
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.