''...Kar var yaşadığımız günlerde
Umutsuzluk çevremizi kuşattı
Kıtlık kıran gündemde
Yine de ele güne karşı
Özenle saklıyorum yüreğimde
Sana duyduğum aşkı
Dört yanım kar içinde...''
Karı dediğin köylü karısı da olsa bir incelik taşır elbet. Herkes sanır ki bu bizim erkek milleti zart-zurt ederek kendi dediğini yürütür, karıları adam yerine komaz. Bu laf boş bir laftır. Bizim karılar evvel Allah "son söz"ü hiç kimseye komazlar. Görünüşte erkek öndedir. Varsın olsun derler. Hani ele-güne karşı. Eh erkek dediğin de tabiatında var, bir miktar şişinip kabaracak.
Kadın bırakır onu kendi haline. Şişinip kabarsın da hovu insin diye. Süt köpüğü gibi bir şey. Sonunda ne yapar-eder erkeği dediğine getirir. Hanelerimizi karılar idare eder, lakin bunun böyle yürüdüğünü aşikar etmenin ne lüzumu var, değil mi?
Yeryüzünde erkek kisvesinde ama insandan çok hayvana yakın olan bazı ademler de bulunur; onlar değil karı lafı, hiçbir lafı dinlemez; burnunun dikine gider, onlara sözümüz yok.
SU YORUMCULARI'NA
ben ne güzel işerim güneşe karşı
arkamdan medrese duvarı önümde çarşı
bir sürekli kaşınmadır yaşadığım
törelere ve alışkanlığa karşı
geldim gittim geldim bir şey bulamadım
üzüldüğüm ve yorulduğuma karşı
ah aklıma her şey gelir, her şey gelir
doğan güne karşı batan güne karşı
sözde kirlettiğimiz bütün her şey duruyor
bak ne diyorum sana, ele güne karşı
Düş Parası, Mussolini’nin 11. Yılına denk gelen,1933 İtalyasında geçen bir roman. Daha doğrusu, 10 liretlik madeni bir para sayesinde Hikaye sınıfından Roman sınıfına geçen bir edebi eser. Yazar Marguerite Yourcenar, aslen Belçikalı bir anne ile Fransız bir babanın kızı. Fransız Akademisine seçilmiş ilk kadın yazar olma unvanına da
Elime ilk defa aldım Orhan PAMUK'u!....
Ve de çok heyecanlandım.
Birçoğu kişi bana, şuan senin için erken; Okuma şimdilik Pamuk'u... Neden öyle söylüyorlardı!?
Her neyse...
Orhan Pamuk, Postmodernist bir yazardır.
Edebiyatımızda asıl Postmodernist de zaten o'dur.
Oğuz ATAY'da pek belli olmuyordu postmodernizm akımının çizgileri!..
Orhan Pamuk,
Halk Okulu: Kışla
Daha İsveç egemenliği dönemindeyken Finler’in kendi anayasa kurumları vardı.
Bu yasa gereğince Finler’in Seym denilen bir parlamentoları vardı.
Kendilerine mahsus posta pulu ve para birimleri vardı.
Az sayıda da orduya sahiplerdi.
Finler, Rus egemenliğine geçtikten sonra da bu kurum ve haklarını
korudular. Ancak
son ayini okurken ...araştırmalar
Bolşevik İhtilali
1917 yılının ve yeni zamanlar tarihinin en önemli olayını şüphesiz Rusya’daki Bolşevik İhtilali
teşkil etmektedir. Bu ihtilalin derin sebeplerini, Fransız ihtilalinden beri Rusya’nın içinde meydana gelen uzun gelişmelerde aramak gerekir. Bu gelişmeleri de üç unu nokta tarafındın
Utanırım,
Utanırım fıkaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak...
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun ?
Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım...
Görüyor musun ?