Aslında, en çok âşık olduğum sevgililerim, onlara beslediğim aşkla asla çakışmamışlardır. Ben onları görebilmek, sadece benim olmalarını sağlamak için her şeyden vazgeçtiğime, bir akşam kendilerini boş yere bekleyecek olsam, hıçkırarak ağladığıma göre, bu aşk, gerçekti. Ama onlar, bu aşkın sureti olmaktan çok, aşkı doğurup doruğuna ulaştırma özelliğine sahiptiler. Onlara baktığımda, onları dinlediğimde, kendilerinde bu aşka benzeyen, bu aşkı açıklayabilecek hiçbir şey bulamazdım. Buna rağmen, benim için tek mutluluk, onları görmek, tek üzüntü, onları beklemekti. Sanki kendileriyle hiçbir alakası olmayan bir etki gücü, doğa tarafından onlara ayrıca eklenmişti ve elektriğe benzeyen bu gücün üzerimdeki etkisi, aşkımı harekete geçirmek, yani bütün davranışlarımı yönetmek ve bütün ıstıraplarımın kaynağı olmaktı.