Öfke gerekir terk eylemek ve yürümek için. Dışarıdan gelen bir şey değildir bu. Enginliğin çağrısına kapılarak, bir gerçeklik vaadine ya da kışkırtan bir hazineye doğru yürümek değildir mevzubahis olan. Daha ziyade içeriden gelen bir öfkedir. "Burada" olmanın acısı, bir yerde durmanın, yaşarken gömülmenin, kalmanın imkânsızlığı hissedilir karın boşluğunda.