İstanbul'da Sinema
Sinema yüzyıl başından beri vardıysa da, iki sahne arasını dol­durmak üzere oynatılan tek makaralık kısa filmlerden ibaretti. Aktörler kos­tüm değiştirirken bu filmler eğreti bir perdeye yansıtılırdı. İstanbul'da zaten yerli bir tiyatro formu vardı: Karagöz. Özellikle Ramazanda ve bayramlarda revaç gören Karagöz, Birinci Dünya Savaşı'na kadar sinemaya direndi. Savaş sırasında, Britanya Elçiliğinin karşısında, kahvehaneden bozma ilk sinema salonu açıldı. Şehrin seçkin siyaset adamları, işadamları ve yüksek rütbeli subaylar genellikle Alman ya da Fransız prodüksiyonları olan bu filmlerin ilk gösterimlerine koşuyordu. Önceleri kadın ve erkekleri bir paravan ayırıyorsa da, işgal yıllarında seyirciler karışık oturmaya başladı. Salonlar hala kahveha­nelerden bozmaydı, film gösterilmediği zaman bara dönüştüklerinden pek de kibarlara göre değildi. Galli Muhafız Billy Fox-Pitt, "Bir sürü 'sinema' salonu var, ama hepsi böcek kaynıyor!" diye yazmıştı. Neyse ki çok geçmeden gerçek sinema salonları çoğaldı. İstanbullular Fox, Paramount ve MGM gibi şirketlerin dağıtıma soktuğu Fransız, İtalyan ve Amerikan filmlerini artık süslü püslü, davetkar salonlarda seyredebi­liyorlardı. Melek, Elhamra, Majik, Artistik sinemalarının yanı sıra 1400 seyirci alan muazzam Glorya Kasım 1930'da açılmıştı. O yıllarda şehirde hem sessiz hem de sesli film gösteren 39 sinema vardı.
Sayfa 150 - Kitap YayıneviKitabı okuyor
142 syf.
·
Puan vermedi
Akıl, Kalp, Realite, Hakikat, Ahlak, Vicdan, Varlık ve Evren kavramlarını hakikat perspektifinden ele aldığı 142 sayfalık güzel bir incelemeydi. Hakikatın salt akılla izah edilemeyeceğini belirtir. Varlık ve mânâ(anlam arayışı) kavramlarının kalp ve akıl aracılığıyla izah edileceği. Kalbin bozulması, duyguların bozulmasına tesir edeceği
Perde ve Mana
Perde ve Manaİbrahim Kalın · İnsan Yayınları · 20221,392 okunma
Reklam
O, bize sandığın içinde, bilge Süleyman'ın ipek halısının bulunduğunu söyledi. Bu sandık buraya -üzerindeki yazılara göre-muhtemelen Kudüs'ün düşüşünden sonra Toledo'ya sığınan Yahudiler tarafından getirilmiş olmalıydı.
Sayfa 137 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Ortaçağ Avrupası'na ilim, sanat ve medeniyeti öğreten Müslümanlar, ne yazık ki aralarındaki kardeşliği unuttular. İslam'ın açıkça yasakladığı kavim asabiyeti yüzünden devamlı birbirleriyle kavga ettiler. Endülüs'te isyanlar, darbeler ve iç savaşlar, asırlar boyunca fırsat kollayan düşmana davetiye çıkardı.
Sayfa 6
296 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
60 yıl süresince Beyoğlu’nda yaşamış bir Levanten’in anılarından yola çıkılarak yazılmış güzel bir anı kitabı. Hayatının ilk yedi yılını Asmalımescit’te, sonraki yirmi üç yılı Kallavi sokağında, ve son yirmi sekiz yılı da Postacılar sokağında yaşamış. Şimdi yaşadığımız gördüğümüz Beyoğlu’ndan çok uzak bir düş gibi geldi kitapta anlattıkları. Sanki İstanbul tarihine gömülmüş bu semt. Çiçek Pasajı’nın şu an sadece eski yapısından kalan müsveddesi kalmış, Löbon/Markiz pastahanesi kapanmış, Baylan da kapananlar arasında yerini almış. Eski esnaflardan bahsediyor biraz da. Bütün esnaf malını satacak kadar Rumca ve İtalyanca biliyormuş. Bu da o dönemin kültür seviyesinin ne kadar yukarılarda olduğunu gösteriyor. Bütün insanların hoşgörü içinde yaşadığı yıllarmış. Taksim meydanından tünelin sonuna kadar bir yürüyüş yapacak olursak; Taksim Sineması, Lale Sineması, Yıldız Sineması, Yeni Melek Sineması, Alkazar Sineması, Saray Sineması, Lüks Sineması, Yeni Ar Sineması, Emek Sineması, İpek Sineması, Rüya Sineması, Ses Sineması, Atlas Sineması, Şık Sineması, Elhamra Sineması, Santral Sineması, Sancak Sineması mevcutmuş. Yani 17 adet sinema. Şimdi geriye dönüp baktığımızda hangisi ayakta kalmış? Dönemine göre bazıları kebapçı olmuş, bazıları mağaza. Bir Beyoğlu düşüne dalmak isteyenlere tavsiyedir.
Bir Levantenin Beyoğlu Anıları
Bir Levantenin Beyoğlu AnılarıGiovanni Scognamillo (Jean Gennaro) · Agora Kitaplığı · 200927 okunma
HÜZÜN , HİCRET , VUSLAT Yürü gidelim abi, Ağzımızdaki kan yutağımıza dolmadan, yürü abi gidelim. Taunlu nefeslerin harladığı ateşte kemiklerimiz pişmeden, düşmanını bulan mermi kahrından maraz olup namlusunda şişmeden, sen topla bütün ayetlerini ve ben unutayım bildiğim ne varsa, arkamıza bakmadan, sıla ve sevda bırakmadan gidelim
Reklam
480 öğeden 391 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.