“Onu tiyatronun önünde bekleyen otomobile götürdüm. Dışarıda buz gibi, insanın içini kesen bir New York ayazı vardı. Otomobile binmeden önce tekrar boynuma sarıldı. "Beni bu yaz Kayseri'ye götür yine!" dedi. Ona değen yanağımın ıslandığını hissettim. Anadolu'nun büyük çınarı, koca Elia Kazan ağlıyor muydu, yoksa yağan kar mı eriyordu yüzünde, anlayamadım. Otomobil New York trafiğine karışıp gitti ve ben ardindan bakakaldim.”