Bir toplum benzerlikten, monotonluktan, tekrarlardan değil; sentezlerden, yeniliklerden, dinamik ve demokratik bir ritimden beslenir. İnsan, şu hayatta bir şey öğrenecekse şayet, kendisine benzemeyenden, kendisi gibi olmayandan öğrenir.
Değiştin diyorIar. Hayır! KabuI etmiyorum. Ben kademe atIadım sadece, artık uzun uzun susabiIiyorum.
Reklam
...zanaatında ustalaşmak isteyen, yaptıklarını geride bırakmayı da bilmeli. Eserinden ziyadesiyle memnun olursan öğrenmeyi kesersin. "Ben artık oldum" dersin. Oracıkta kalır, yerinde sayarsın. En iyisi her seferinde yeniden hevesle işe koyulmak, sil baştan.
Sayfa 115
Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir çizgisi var hayatın. Farkında olmadan basıyorsun çizgiye. Kızıyorlar anında. "Yandın!" diye atılıyorsun oyun dışına.
Küçükken belliydi benim adamlığı. İlkokul öğretmenimizin verdiği fişleri toplar eve getirirmişim.Okumayı söküncede kesip kesip ilk yeminimi seni sevmeye etmişim.
Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milad demektir. Şayet "aşktan önce" ve "aşktan sonra" Aynı insan olarak kalmışsak Yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin En anlamlı şey "Değişmektir!". O kadar çok değişmelisin ki , sen sen olmaktan çıkmalısın...
Reklam
Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. "Aman sakın kendini" diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: "bırak kendini, koy gitsin!" Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
Resim