Müslümanlar, Allah yolunun çiçeklerle dolu olduğunu zannediyor olmalılar. Aksine bu yol, Yüce Allah'ın buyurduğu gibi dikenlerle ve zorluklarla doludur. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: " Elif Lâm Mîm. "İnandık" demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler? Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah doğru söyleyenleri de, yalancıları da mutlaka bilir."( Ankebut,29/1-3)
Defin işleminden sonra ölen kişinin yakınları ve dostları hemen dağılmayıp biraz daha kabrin yanında kalırlarsa, yeni gömülen kişi kabir şokunu daha çabuk atlatıp kabrine alışır ve sorgu meleklerine vereceği cevabı hazırlamaya çalışır. Eğer kabrin yanında beklerken Bakara Sûresi’nin tamamını veya baş tarafından Elif-lâm-mîm ile sonundan Âmene’r-resûlü’yü okurlarsa çok iyi olur.
Defin işleminden sonra ölen kişinin yakınları ve dostları hemen dağılmayıp biraz daha kabrin yanında kalırlarsa, yeni gömülen kişi kabir şokunu daha çabuk atlatıp kabrine alışır ve sorgu meleklerine vereceği cevabı hazırlamaya çalışır. Eğer kabrin yanında beklerken Bakara Sûresi’nin tamamını veya baş tarafından Elif-lâm-mîm ile sonundan Âmene’r-resûlü’yü okurlarsa çok iyi olur.
[Mustafa Kemal Atatürk'ün] son dileği, Ezan'dan başka ibadetleri de Türkçe yaptırmak ve Türk kafasını Arap kafası köleliğinden kurtarmaktı. Türk Ocağı'na gittiğimiz gün, Kur'ân'ı Türkçe'ye çevirmek konusunu açtı idi. Orada bulunan Kazım Karabekir [şöyle dedi] :
- Kur'ân-ı Azimüşşan Türkçe 'ye çevrilemez, Paşa hazretleri.
- Niçin çevrilemez efendim? Bu sözünüz, "Kur'ân'ın manası yoktur!" demektir.
- Hayır efendim ama, mesela 'Elif-Lam-Mim'... Ne diyeceğiz buna?
- Ne demektir 'Elif-Lam-Mim'?!
- Meçhul efendim...
- Öyle ise karşısına bir sıfır koyar, çevirmeye devam edersiniz.
Falih Rıfkı Atay, Atatürkçülük Nedir?, sh. 47-48, İstanbul, 1966
Merhabalar
Bugün sizlere @bilalcivelek_yazar kaleminden çıkan #sükut eseri ile geldim. Biz okuyuculara @yediverenyayinlari ile ulaşan eserde Yunus Emre'nin çocukluğundan başlayarak Hak yolunda Elif , Lâm, Mim'ini bulma yolcuğunu anlatıyor. Bu yolculukta Mevlana'dan Elif Ba'yı, Hünkar Hacı Bektaş'tan adabı, Tabduk
Ün
Elif, lâm, mim
ben okuma bilmem
Çoook uzun sürdü demirin demir
kömürün kömür olduğunu öğrenmem
ama hâlâ çözebilmiş değilim
batık kentlerin dilini
hâlâ ayla aydınlanıyor gecem
Nasıl da çabuk geçiyor her şey
hiçbir yağmur kandırmadı denizimi
yalnızlığım benim
fincan gözlü cariyem
tek-ü tenhâ geçiyorum caddelerden
bir derviş gibi kendi kanıyla alıp abdestini
böyle başladı ün
böyle sürüyor denenmem
Kan Gibi Vakte Düşen/Turan Koç
Bütün organlarınla günah işliyorsun. kalbinle ettiğin tövbe hepsini siliyor. İslam ne güzel din! ♡
***********
Elif Lam Mim! İşte böyle anlatılmaz haldeyim... Hicretim sanadır ey yar! Ben sana Muhacirim, sen bana Ensar... ♡
Abdullah ibni Mes'üd radıyallahu anhdan rivâyet edildiğine göre, Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kur'ân-ı Kerim'den bir harf okuyana, bir iyilik sevâbı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı on sevaptır. Ben, elif lâm mim(الم) bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.”
Sayfa 38 - Tirmizî, Fezâilü'l-Kur'an 16, nr. 2910.Kitabı okudu
(*)Bu çeşit harflere Kur'ân-ı Kerîm'de yirmi bir sürenin başında tesâdüf edilir. Bunlara "Müteşâbih" denir. Müteşâbih: Ümmet için bu dünyada ma'nâsını bilmeye imkân olmayan âyettir. Zâhirine inanır, ilmini Allah Teâlâya havâle edeKitabı okuyor
Elif Lâm Mim İnne Fetahne leke fethan Mübina Ha Mim Allah'ım senin kapına geldim Bismillahil Fettah Bismillahil Hadi isminle senin kapını çalıyorum
Kalbime, kalbimin içine sakladığıma İnşirah ferahlığı ver Bismillahil Vedud Ya Selam Ya Âlim Ya Nur isminle senin sevgini istiyorum, seni Ya Şekur isminle her zerremle yaşayacağım hayallerimdeki özellikte işimi ve eşimi istiyorum... Dostumun sevincini, beni kendine düşman bilen kullarının hidayetini istiyorum.
Ya Rakip Ya Rafii Ya Mâlik el Mülk Ya zül celali Vel İkram Ya Vehhab Ya Gani Ya Mugni Ya Rezzak isimlerinle maddi manevi rakipsiz güzel rızık istiyorum kendime, Anneme, Babama, kardeşime, dostuma, mümin kardeşlerime
Bismillahil Kuddus Bismillahil Hadi Ya Selam Ya Şafi Bismillahil Vedud isminle Türkiye Cumhuriyetini, dünyayı günahlardan, zinalardan, haramlardan bismillahil Nur isminle arındır Allah'ım.
Ya Hakk isminle hakkı savunan Ya Adl isminle adeletle hükmeden Ya Âlim isminle ilimle yoğrulan Devlet kurumları, şirketler, Ticarethaneler haline getir bu toprakları Allah'ım. İş bilenleri, karakteri sağlam olanları mertebe sahibi yaparak yücelt ki Batıl yok olsun Ya Hakk isminle hak yolunu savunanların yolu açılsın.
Kadir Gecemiz mübarek, dualarımız hak katında makbul olan dua olsun.😊🤗
Kur'ân talebesinin ilk oryantasyonu, hiçbir şey bilmediğini kabul etmesidir. Kur'ân talebesinin ilk oryantasyonu "elif. lâm.mîm”dir. Bu ne demektir peki? Bilmiyorsunuz ve buna alışsanız iyi olur. "Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara, 216)
"Elif-Lâm-Mîm. Gulibeti'r-Rûm. Fî edne'l-arzı vehüm min ba'di galebihim seyağlibûn, fî biz'ı sinîn..."
Meali şöyledir: "Elif-Lâm-Mîm. Rum mağlub oldu. Arzın yakınında, mamafih onlar bu mağlubiyetlerinin arkasından birkaç sene içinde muhakkak galebe edecekler..."
Enes
@enesbir
·
05 Nisan 05:27
Bu yıllar, Müslümanların henüz güçlü olmayıp müşriklerin eza ve cefalarının had safhada olduğu zamanlardı. İşte böyle bir ortamda ehl-i kitap olan Romalıların müşrik Sâsânîlere yenilmesi, müşriklerin oldukça hoşuna gitmiş, "Kardeşlerimizin Romalıları yendiği gibi biz de sizi yaşatmayacağız!" mahiyetindeki sözleri ise Müslümanları derinden yaralamıştı. O günlerde vahyolunan şu âyet-i kerîmeler, Ashab-ı Güzin'in gönlüne su serpti: