Hadiseleri olduğu gibi görmeyiz. Kendimiz gibi görürüz.
Hayat, olduğundan daha matematiksel ve düzenli görünebilir, halbuki kusurları gizlidir; yabani yanı pusuda bekler.
Reklam
Şayet hiçbir şeyi değiştiremeyeceksek hatırlamanın ne faydası var?
Yoksa mutlu olmak istemiyor muydu? Bunca kitaba, konferansa konu olan”mutluluk” niçin onun hayatında öncelikli bir gaye değildi?
…kendini tanımak, kendini parçalamayı göze almak demektir.
Reklam
Kendini nasıl gördüğün, bir müddet sonra hakikatin olur.
Her zahmete kızar kinlenirsen, cilalanmadan nasıl parlayacak aynan?
Bir mutlaklıktan bir başka mutlaklığa, bir katılıktan bir başka katılığa savrulmak zorunda değiliz. Bir üçüncü yol daha var! İkilemlerin ötesinde bir başka diyar. Orada buluşabiliriz.
"Ama düşünsene, bu adam nefret diliyle konuşuyor. Sen o dilden cevap verirsen onu güçlendirirsin. Nefretin üstüne çıkan yeni bir üslup bulabilirsen şayet, özgürleşirsin. Hakarete hakaretle değil, idrak ve bilgelikle yanıt vermeliyiz."
Sayfa 410 - Doğan kitapKitabı okudu
Reklam
"Ben galiba hep araftayım. Belki de aynı anda çok fazla şeyi düşünüyor ama hiçbirini tutkuyla istemiyorum."
“Eski Roma’da kadınlar üstlerinde amber taşırdı. Kimi tarihçiler, güzel kokusu için diyorlar; kimileri de diyor ki cadılardan, ifritlerden korunmak için.”
Bir merak dalgası sardı içini, hani şu ulaşamadığımız şeylere karşı duyduğumuz keşfetme arzusu.
Her an yağmura dönüşebilen nemli havayı solurken düşünüyordu da,insan istediği kadar uzak olsun yurdundan,geçmişin huzunlerini hep sirtinda taşıyordu .
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.